Quantcast
Channel: social business türkiye – Social Business Türkiye
Viewing all 38 articles
Browse latest View live

Başarısını Arttırmak İsteyen Girişimciler İçin 7 İpucu

$
0
0

Hepimiz başarılı olmak için çalışıyor, zamanımızı başarılı sonuçlar elde edebilmek için harcıyoruz. Dünyanın her yerinde başarılı olabilmek için farklı uğraşlar veriliyor . Başarı bir sınavı geçmek, bir turnuvayı kazanmak ya da bir ihaleyi kazanmak olabilir, ancak ne olursa olsun başarı, ruhun en temel ihtiyacıdır. Başarı ile geçmiş bir günün ardında mutluluk ve özgüven vardır.

Bir girişimci olarak başarılı olmak ise, bulunulan durumu iyi analiz edip, geleceği iyi tahmin etmekten geçer. Eğer geleceği tahmin etmek ya da öngörme yeteneğinizi geliştirmek istiyorsanız, öncelikle müşterilerin en çok ilgisini çeken teknolojileri yakından takip ediyor olmalısınız. Bu sayede müşterileriniz ile iyi bir ön etkileşime sahip olabilir, ihtiyaçlarını belirleyip, hamlenizi yapabilirsiniz. Sonrasında ise, büyümenize yardımcı olması ve iş dünyasındaki başarınızı arttırmak için, Genç Girişimciler Konseyi (YEC) 7 üyesinin girişimcilikle ilgili verdiği 7 önemli tüyoyu inceleyebilirsiniz…

1. İlgi Duymadığınız Sektörleri İnceleyin
Kendi sektörünüzde kullanabileceğiniz yeni fikirler, uygulamalar ve teknolojiler için farklı endüstri yapılarını incelemek girişim modelinizi oluşturmanızı sağlayabilir. Ayrıca bazen çapraz ortaklığa sahip olamayacağınızı düşündüğünüz sektörler, ihtiyacınız olan en iyi çözümlere ulaşmanıza yardımcı olabilir.

– Ben Weinrib, Eddy Pump Corp

2. Sosyal Medya’yı Müşteri Etkileşimi için İyi Kullanın
Kişisel sosyal medya hesaplarınızın doğru ve güncel bilgilerle doldurulmuş olması önemlidir. Müşteriler, bir girişimci ile etkileşime geçmeden önce ilgi alanları doğrultusunda birçok kanalda arama yaparlar. İlgili konu üzerine tecrübeli ve geçmişi olan biri ile etkileşime geçmek isterler. Yapmış olduğunuz konuşmalar, iş hedefleriniz ve çalışma alanlarınız ile ilgili sosyal medya araçlarında bulundurduğunuz içerikler müşterilerin sizi bulmasını sağlar ve güveni arttırır. Bu sayede müşteri etkileşimine daha fazla geçme imkanı bulundurarak, imkanlarınızı arttırabilirsiniz.

– Fan Bi, Blank Label

3. Doğru Düşünce Yapısını Geliştirin
Sistematik düşünce yapısı, girişimciler için büyük önem taşır. Ne şekilde odaklandıkları ve hangi yapıda düşündükleri, yaptıkların işin sürecini ve başarısını belirleyecektir. Hayal kırıklığı, çabuk sıkılma, bilinirlik korkusu, hatta başarı korkusu gibi farklı duygular işinizin gelişimini yavaşlatan faktörlerdir. Bu ve benzeri faktörleri ortadan kaldırmak, etkinlik gücünüzü ve başarı hızınızı arttıracaktır. Bu sebeple zihninizin yeniden programlanması için içsel bir çalışma programı oluşturabilirsiniz.

– Jackie Knechtel, Flow Consciousness Institute

4. Enerjinizi Doğru Zamana Saklayın
Etkileşimde bulunduğum girişimcilerin çoğu, birçok fikre ve sonsuz enerjiye sahip olma eğilimindeler. Sahip oldukları bilgiyi ve enerjiyi sürekli olarak doğru zaman için saklıyorlar; çünkü hiç biri, geri dönüşü olmayacak bir kişiye yatırım yapmak istemiyor. Sadece profesyonel meslektaşları ile bir aradayken ilgili konular hakkında konuşup tartışıyorlar. Bu sayede kendilerini kanıtlama fırsatı, fikirlerini geliştirme ya da yeni ortaklıklar oluşturma fırsatı yakalıyorlar.

– Matt Davies, Powerhouse Brands Consulting

5. Sürekli Pivot Edin
Bir girişimci olarak, ürün veya hizmetinizi pazarla buluşturduğunuz andan itibaren varsayımlarınızı test etmeye başlarsınız. Pivot etmek, bu varsayımlardan çalışmayanları hızlıca fark edip gerekli değişiklikleri yapmaktır.

Girişimciler için pivot etmek, etkili ve doğru karar almalarını sağlar. Kendi geliştirdiği sistematiğe uygun biçimde her girişimci pivot etmeyi öğrenmelidir; çünkü teknoloji geliştikçe, pazar yapısı ve müşteriyle buluşma teknikleri de değişecektir. Pivot etmek aslında önemli bir prensiptir, ancak çoğu zaman unutulur. Başarıya ulaşamadığınız vakit bunu kabul etmeyin. Daha çok pivot edin ve başarıya ulaşana kadar araştırmayı bırakmayın.

– Kyle Brown, Sirved Mobile Solutions Inc

6. Hayat Boyu Öğrenmeyi Bırakmayın
Hayatınız boyunca öğrenmeye açık olduğunuzdan emin olun. Bilginizi sürekli olarak size yarar sağlayacak alanlarda geliştirin. Sürekli araştırma yapıp, testler yapmanıza gerek yok. Sıkılabilme ve bilgi edinmeyi bırakabilme ihtimalinize karşı, sadece kitap okuyarak bile bir başlangıç yapabilirsiniz.
Okuduğunuz her kitap size ilham vererek, farklı bir açıdan bakmanızı sağlayacak ve işinizi büyütme konusunda sizi yönlendirecektir.

– Karlo Tanjuakio, GoLeanSixSigma.com

7.Çapraz İş Birliği İhtimallerini Değerlendirin

Günümüzün rekabetçi iş piyasasında başarı elde etmek, tipik olarak bir araya getirilmemiş alanlar arasında yaratıcılık ve karşılıklı işbirliğinin birliğinden oluşan bir kombinasyonu gerektirir. Bu işbirlikçi potansiyeli görebilenler genel olarak ‘’iş yapısına farklı açıdan bakan insanlar’’ olarak görülse de, aslında ‘’en doğal kombinasyonu sezenler’’ olarak değerlendirmek daha doğru olacaktır.

– Jason Toranto, Senta Clinic

Kaynak: https://www.forbes.com/sites/theyec/2018/03/27/seven-ways-to-improve-your-success-as-an-entrepreneur/#2dd4958b6112

The post Başarısını Arttırmak İsteyen Girişimciler İçin 7 İpucu appeared first on Social Business Türkiye.


İş Hayatı Motivasyonunuzu Arttırın

$
0
0

Yıllar geçtikçe çalışma enerjisinin azalması, beklentilere ulaşılamaması, çalışma organizasyonuna uyum sağlanamaması veya kişisel farklı sebepler, iş motivasyonunun tekrar nasıl kazanılması gerektiği sorusunun sorulmasına neden oluyor. Her soru gibi bu sorunun cevabını arayan, ya da cevap arama sürecini erteleyen milyonlarca insan bulunmakta. Oysaki söz konusu iş ya da başka bir şey olsun, motivasyonu nasıl arttıracağınızın cevabı kendinizi iyi tanımaktan geçiyor.

Sorun ne olursa olsun, kişi ihtiyaçlarını belirler ve bu doğrultuda ilerlerse, çözemeyeceği bir problem yoktur. Öncelikle buna inanıp, yola öyle çıkmak gerekir. Problem çözülmese bile, sonuca giden yolda gelişme gösterilmesi kişinin iyi hissetmesini sağlayacaktır.

Günümüzde iş motivasyonunun düşük olmasının başlıca sebeplerinden biri de, istek ve taleplerin erteleniyor olması ya da ertelemek zorunda kalındığını düşünmekten kaynaklanıyor. Sorunları ertelemek kısa dönemde çözüm oluştursa da, uzun çaplı bir çözüm değildir.

Bulunulan durum her ne olursa olsun, yani işinizi sevin ya da sevmeyin, motivasyonunuzun düşük olduğu günler olacaktır. Bu durum da oldukça normaldir. Bu içeriğimizi, iş hayatı çalışma enerjinizi arttırmak ve iş motivasyonunuz ile ilgili kalıcı sonuçlar elde edebilmeniz için üç ana başlıkta inceledik.

1. Kendinize ‘’Neden’’ Çalıştığınızı Hatırlatın!


İnsanın varoluşundan bugüne kadar gelişerek gelmesinin en büyük sebebi merak duygusundan kaynaklanır. İnsanlar merak ettikleri şeyleri tüm yapısı ile önce araştırır ve sonra ihtiyaçlarını kolaylaştırmak için çözüm oluştururlar. Her çözüme ulaşan problem, insan için bir başarı olarak kabul edilir ve kişi kendini mutlu hisseder. Belki de bu mutlu olmaya giden yoldaki süreci motivasyon olarak tanımlayabiliriz. Motivasyon istek oluşturur ve binlerce farklı motivasyon şekli olabilir. Bugünkü ilgi alanımız, iş motivasyonunun nasıl arttırılacağı sorusudur.

Günümüz iş hayatında motivasyonun arttırılması için işverenler tarafından bazı sistemler geliştirilmiş ve uygulanmaktadır. Bu motivasyonların birçoğu çalışanları teşvik etmeye ve iş verimliliğini arttırmaya yönelik oluşturulmuştur.

Maaş zammı, ikramiye, iş tanımı ve övgüler, çalışanların işe daha fazla motive olmalarını sağlayabilmektedir; ancak bu durum uzun dönemli bir motivasyon oluşturmaz. Motivasyonun asıl kaynağı ne aldığınız maaşa gelen zam, ne ikramiyeniz, ne de pozisyonunuzun değişmesidir. Motivasyonun asıl kaynağını kendinizde barındırırsınız. İstediğiniz çalışma performansı ya da enerjisine ulaşmak için kişisel nedenlerinizi sorgulamanız gerekmektedir.

Belki de sabah erken kalkmamanızın ve işe geç kalıyor olmanızın sebebi yeteri kadar motive olamamanızdır. Motivasyon kaynaklarınızı tanımlamanın en basit yolu, kendi kişisel nedeninizi bulmaktır. Peki, iş hayatında kişisel motivasyonlarınızı nasıl belirleyebilirsiniz?

İşe başladığınız günden bugüne motivasyonunuzun neden değiştiğini, yıllardır birlikte çalıştığınız arkadaşlarınıza nasıl yardım etmek istediğinizi, ortak paydalarda buluşmak için nasıl öneriler geliştirdiğinizi ve şirketinizdeki genel görevlere nasıl inandığınızı düşünün. Bu soruların cevaplarını önce kendinizle ve sonra çevrenizle paylaşın. Bunlarla birlikte hayallerinizin, heyecanınızın yok olmasına asla izin vermeyin. Düşüncelerinizi ve hayallerinizi olabildiğince çevrenizle paylaşın.

Aklınızda cevaplamadığınız sorular varken ne işinize konsantre olabilirsiniz, ne de kendinizi motive edebilirsiniz. Bu sebeple de ‘’neden’’ diye sorun ve aldığınız her cevapla kendinizi daha fazla motive edin.

2. Hemingway Tekniğini Kullanın


Basit anlatım ve tekniği ile 20. Yüzyıl yazarlarından olan Ernest Hemingway’in yazmış olduğu çoğu eseri, bugün Amerikan edebiyatının başyapıtlarından kabul edilir. Hemingway, yazdığı romanların dışında; iş hayatı, motivasyon ve kişisel gelişim alanlarında söylediği önemli sözlerle de hatırlanır.

Ernest Hemingway’in yazarlık hayatı boyunca iş motivasyonunu sağlayabilmesi için uyguladığı teknik, özellikle nasıl biteceğini tam olarak bildiği işlerin son kısmını yarım bırakmaktı. Ertesi gün masasında oturduğunda, günün geri kalanı için nasıl bir başlangıç yapacağını biliyordu. Masasına oturduğunda dikkatini bozacak, onu oyalayacak ya da başlamak için ne yapacağını düşünecek zamanı olmuyordu.

Eğer sabahları işe gittiğiniz vakit, nereden başlasam, nasıl motive olsam diye düşünüyorsanız, bu tekniği iş günü motivasyon anahtarınız olarak kullanabilirsiniz. Örneğin; pazartesi günleri çalışmaya motive olamadığınızı düşünüyorsanız, cuma gününden neredeyse bitmiş bir işin son birkaç işlemini bırakabilirsiniz ve pazartesi sabahı yarım kalan işinizi bitirerek güne başlamış olursunuz. Her biten iş bir başarıdır ve güne tamamlanmış bir işle başlamak, motivasyonunuzu yüksek tutmanızı sağlayacaktır.

3. Kontrolü Ele Alın



Psikolojik olarak her insan kontrol edebiliyor olmayı sever. Yaptığınız işte de kontrol sahibi olmak oldukça önemlidir. Atmış olduğunuz her adımı amaçlarıyla sebeplendirmelisiniz. Sadece sebep sonuç ilişkili planlamalar oluşturmanız bile içsel bir kontrolü ve aynı oranda oluşacak olan motivasyonu tetikler.

Örneğin; pazartesi günü işe geldiniz ve önce günlük, sonrasında ise haftalık planınızı yaptınız. Bu sayede tüm hafta içinde nasıl hareket edeceğinizi biliyorsunuz. Dışarıdan bakıldığında çok basit gibi görünen bu durum, aslında kendi kontrol mekanizmanızı kurmanızı sembolize eder. Becerinize ve önem sıralamasına göre haftalık planlarınızı sıralamanız, yani ne zaman ne yapacağınızı bilmeniz motivasyonunuzu arttıracaktır.

Aslında kontrolü ele alabilmek için en önemli faktör zamanı nasıl kullandığınız ile ilgilidir. Bahanelerden uzaklaşın ve zaman geçmeden daha fazla motivasyon için yukarıda paylaşmış olduğumuz ipuçlarını hayatınıza entegre ederek harekete geçin!

Kaynak: https://www.lifehack.org/articles/communication/3-ways-motivate-you-show-work-everyday.html

The post İş Hayatı Motivasyonunuzu Arttırın appeared first on Social Business Türkiye.

Kendi İşini Kuracak Girişimciler İçin Yol Haritası

$
0
0

Birçok insanın hayalidir kendi işini kurmak ve hayat tarzını işine endeksli olarak biçimlendirmek; çünkü birçok insanın mutluluğu, sevdiği işi yapmakta saklıdır. İnsan çalıştığı her gün, kendine, iş arkadaşlarına ve işine daha fazla değer katmak ister. Üstelik bu bir de kendi işiyse, bu duyguyu daha yükseklerde yaşayabilir. Ancak rekabetçi yaşam şartları ve bulunulan koşullar sebebiyle herkesin kendi işini kurması beklenemez, çünkü iş kurmak, belli kazanımları sağladığı kadar bazı riskleri de beraberinde bulundurur.

Garanti bir işim olsun, bir yerde çalışıp, hayati ihtiyaçlarımı, aldığım eğitim ve yeteneklerim doğrultusunda kazanayım diyorsanız, haliyle girişimde bulunacağınız yönü, kendi işinizi kurmakla değil, sizin için en uygun olduğunu düşündüğünüz iş ortamında çalışarak belirleyeceksiniz. Eğer her türlü riski göze alıyor ve ne olursa olsun ‘’kendi iş yerim, kendi kurallarım’’ diyorsanız artık iş yerinizi kurmak için hazırsınız, ancak bu hazırlık kesinlikle tek etaplı bir hazırlık değil. Daha yapılacak çok çalışma var. Yazının devamında girişiminizde kullanacağınız bazı ipuçlarını sizinle paylaşacağız, ama öncesinde, kendi iş yerinizi kuracağınız ve bu cesarete sahip olduğunuz için sizi tebrik ediyor ve ”Girişimciler Kulübüne Hoş Geldiniz” diyoruz.

Yalnız sadece kulübe katılmış olmanız ve kendi iş yerinizin olması sizi bir girişimci yapmaz, hatta başarılı bir girişimci asla yapmaz. Başarılı bir girişimci olmak istiyorsanız, doğru parçaları doğru bir biçimde birleştirmeniz gerekiyor. Tabii ki başarı sağlamak istediğiniz sektöre göre bu parçalar ve parçaların sayısı da değişiklik gösterebilir; ancak bir girişimci olarak sahip olmanız gereken bazı mutlak değerler bulunmaktadır.

Bu içeriğimizde, kendi işini kuracak girişimciler için düzenlediğimiz mutlak değerleri paylaşıp, girişimciler dünyası yolculuğunuza eksiksiz devam etmeniz ve büyük resmi görebilmeniz için temel ihtiyaçlarınızı belirleyerek, size yardımcı olmayı planlıyoruz.

Geçmişten günümüze birçok girişimcinin yaşadığı deneyimler ve sonuçları doğrultusunda, sizler için hazırladığımız 10 madde ile ‘’kendi işini kuracak girişimciler için yol haritası’’ detaylarını gelin birlikte inceleyelim.

1) Yapabileceğiniz En İyi Planı Geliştirin



Bir iş kurmadan önce, marka yolculuğunuzun hedeflerini belirlemeniz ve bunun için detaylı bir plan oluşturmak, atmanız gereken ilk adımdır. Oluşturduğunuz bu plan, şirket kontrolünü elinizde tutmanız ve şirketi doğru yapıda geliştirmeniz için büyük önem taşır. Bu plan doğrultusunda belirleyeceğiniz tüm maddeler şirketinizin temellerini oluşturacaktır.

2) İşletme Ekonominizi Güvence Altına Alın

İşletmelerin kuruluş amacı her ne kadar kazanç olsa da, yeni açılan bir işletmenin ilk aylarında kazanç oranı, gider oranından çok daha düşük olabilir. Bu sebeple yeni bir işletme açtıysanız, çalışanlarınızın maaşı, işletme giderleri, vergi ve benzeri ödemeleri belli bir süre kazanç elde etmeden ödeyebileceğinizden emin olun. Bunun için işletme kredileri alabileceğiniz bankalar ve ya KOSKEB gibi geri ödeme yapmak zorunda kalmadığınız kuruluşlara başvurarak, şirket ekonominizin ilk aylarını garantiye alabilirsiniz.

3) Takımınızı Oluştururken İyi Düşünün

İyi bir oyuncu olabilirsiniz, ancak bu, iyi bir yönetici olduğunuz anlamına gelmiyor. Bu sebeple çalışma ekibinizi oluştururken tıpkı bir teknik direktör gibi düşünmeli ve çalışanlarınızı seçerken, düşünerek ve üzerine çalışarak bir karar vermelisiniz, çünkü verdiğiniz bu kararla, ileride teslim edeceğiniz işlerin hangi ekipten çıkacağı ve nasıl sonuçlar doğuracağının kararını da vermiş olursunuz.

Ayrıca gelecekte oluşabilecek herhangi bir monotonluk ve sabitliği ortadan kaldırmak için işinizde farklı bir yetenek havuzuna sahip olmanız gerektiğini de unutmamalısınız. Bu konuda işinizin yapısı ve ana ihtiyaçlarınız için ideal çalışanları bulmak gerçekten zor olabilir. Bu sebeple ulaşabileceğiniz potansiyel çalışanlar için işinizi daha çekici hale getirmek, doğru kişilere ulaşmak için iyi bir yol olacaktır.

4) İşinizi Güvenli Bir Yapıda Kurun

Hayatın neresinde hangi durumda olursanız olun, güvenlik her zaman önceliklidir. Özellikle hayatınızın amacı olan ve kendinizi bulduğunuz bir alanda, yani işinizde, güvenli bir ortamda çalışmak birçok şeyden daha öncelikli olmalıdır. Bu sebeple çalıştığınız yerin fiziksel olarak güvenlik şartlarını sağlaması dışında, eğer dijital bir sektörde yer alıyorsanız, siber suçlara karşı da güvenli bir ağa sahip olduğunuzdan emin olun. Dijital bir iş, dijital ağlardan gelebilecek saldırılara karşı hassas olabilir. Bu sebeple dijital varlıklarınızın güvenliğinden emin olun. Sizi tehlikeye sokabilecek hamleleri analiz edin ve güvenli alanlarınızı oluşturarak, mat olmaya imkan bırakmayın.

5) Planlı Hayal Kurun ve Bunları Gerçekleştirmek İçin Çalışın

Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi insanoğlunun sahip olduğu ve insanlığın gelişmesini sağlayan en etkili duygu, hayal etme duygusudur. Her şey hayal edilerek bir yönelim kazanır ve arkasından merak edilerek gelişim sağlanır. Hayal gücü ve merak üzerine, çalışma da eklendiğinde sonuca ulaşılır ve ürün elde edilir. Başlıkta da belirttiğimiz gibi, hayal etmeyi bırakmayın.

Ayrıca markanızı her 5 yılda bir yenileyin. Çalışma yapısını, hedeflerini, hayallerini ve gerekiyorsa departmanlarını dahi güncelleyin. Bu sayede orijinal kalır ve zamana ayak uydurabilirsiniz. Unutmayın; hiç bir marka, çalışma yapısı ve iş düzenini rakiplerinin gerisinde kalacak şekilde inşa etmek istemez. Gözünüzü açın! Sektör devleri ve rakiplerinizin nasıl çalıştığını inceleyin, bu çalışma şekillerini yapılandırıp, kendi markanız için kullanın.

6) Dünyayı takip edin

Bir konuya ne kadar ilgi duyuyorsanız o kadar bilgilenirsiniz. Eğer yeteri kadar bilgiye sahip değilseniz, yeteri kadar ilgiye de sahip olmadığınızı hatırlayın. Böyle bir durum karşısında hemen ilginizin ne olduğunu hatırlayın ve araştırmaya koyulun. Dünyada neler olup bittiğini yakından takip etmek için sosyal medyadan yararlanabilirsiniz. Sosyal medyada dolaşan haberlerin, müşterilerin neler aradığı ve beklentilerinin ne yönlü olduğu hakkında önemli bir etkisi vardır. Araştırmayı asla bırakmayın. Hiç beklemediğiniz bir yerde karşılaştığınız bir görsel veya bir yazı bile, aklınızda yeni fikirlerin oluşmasına sebep olabilir. Bu nedenle, sektörünüzle ilgili trendleri yakından izlediğinizden ve gerçekleşen değişikliklere ayak uydurduğunuzdan emin olun.

Sosyal medya trendleri, hedef kitlenizin beklentileri anlamına gelir. İşletmenizin tüm güncel gelişmelere sahip olup, satış potansiyelini arttırması için sosyal medyayı aktif olarak kullanın. Sosyal medyanın iş dünyasında nasıl bir etki oluşturabileceğini asla küçümsemeyin.

7) Mümkün olduğunca farklı olun

Modern dünyada başarılı olmak istiyorsanız, işinizi ‘’ne yapmak’’ üzerine değil, ‘’nasıl yapmak’’ üzerine inşa etmelisiniz. Bu durumu iş yapınızda uygulamanın yanında, iş etiğiniz ve bakış açınızda da uygulamak markanızı bir adım ileriye taşıyacaktır.

Yaşadığımız dönemde satışını gerçekleştirdiğiniz ürünlerden daha çok oluşturulan deneyimin sattığını unutmayın. Ayrıca farklı bir işletme olmak, potansiyel müşterilerinizin ilgisini çeker ve şirketinizin daha etkili görünmesini sağlar. Bunu da müşterileriniz ve kendi yapınız için oluşturduğunuz deneyim ile sağlarsınız. Unutmayın! İlk izlenim için ikinci bir şans yoktur.

8) İşletme Ekonominizi Verimli Yönetin

Kişisel finans ekonomisini dahi yönetmek, zorlu bir süreçken, işletme finansmanını yönetmek daha da stresli olabilir. Bu sebeple işletmenizde yatırım yapacağınız alanları iyi belirlemek iyi bir planlamayı da beraberinde getirir. Bu durumu kontrol altına almanın en iyi yolu, şirketinizin mali durumunu sizin için üstlenecek bir işletme muhasebecisi ile gerçekleştirmektir. Bu sayede yatırımlarınızın geri dönüşlerini daha iyi takip edebilir ve finans dengenizi daha etkili bir biçimde bütçelendirebilirsiniz.

9) Pazarlama Ağınızı Geliştirmek İçin Yatırım Yapın

Sadece doğru ürün ve servise sahip olmak yeterli değildir. Markanızı olabildiğince etkili ve doğru alanlarda pazarlamayı da ihmal etmemelisiniz. Şirketinizi ileriye taşıyacak ve gelecekte markanıza değer katacağını düşündüğünüz pazarlama stratejileriyle ağınızı büyütmek için yatırım yapın.

10) Kendinizi ve Ekibinizi İyi Tanıyın

Bir iş yeri sahibi olarak kim olduğunuz konusunda rahat olmanız oldukça önemlidir, ancak sadece kendinizi tanımak yeterli değildir. Markanızın marka olmasını sağlayanın bir ekip olduğunu unutmayın. Ekibinize değer verin ve onları olabildiğince iyi tanımaya çalışın. Markanızın ve çalışanlarınızın güçlü yanlarını biliyor olmanız, kendi sınırlarınızı belirlemenize de yardımcı olacaktır. Bu sayede yapabileceğiniz işlerin planlamasını daha etkili çözümlerle belirleyeceksiniz ve iş süreçlerinde yaşanabilecek belirsizlik ve tekrar edilmesi gereken iş süreçlerini daha az yaşayacaksınız. Başlıktaki görselden de anlayabileceğiniz üzere, çarkları doğru kurmak, işlevsel ve çözüm odaklı bir ekip olmanızı sağlayacaktır.

Yukarıda kendi işini kuracak girişimcilerin başlıkça dikkat etmesi gereken maddeleri sizler için derledik. Tabii ki, sadece bu maddeleri ele almak yeterli olmayacaktır. Bu maddeleri kendi markanız için özelleştirmek ve kendi yapınıza değer katacak özelliklerle geliştirmek size kalıyor. Daha öncesinde de belirttiğimiz gibi, ‘’Neyi uyguladığınızdan çok, nasıl uyguladığınız önemlidir’’.

SocialBusinessTR ekibi olarak tüm girişimcilere iş dünyasında bol şans ve başarı diliyoruz.

Kaynak: https://www.openbusinesscouncil.org/2018/06/startup-owners-top-10-secrets-business-success/

 

The post Kendi İşini Kuracak Girişimciler İçin Yol Haritası appeared first on Social Business Türkiye.

Sosyal Medya Algoritmaları Değiştiğinde Yapılması (ve Yapılmaması) Gerekenler

$
0
0

Pazarlama dünyası için sosyal medya platformlarındaki algoritma değişimi; kampanya yapısı, hedef kitle etkileşimi, ürün sınıflandırılması, uygulama kullanımı, strateji planlaması ve daha birçok konuda değişime gidilmesi ve değişikliklere uyum sağlanması anlamına geliyor.

Peki, sosyal medya pazarlama profesyonelleri bu süreci nasıl takip ediyor ve sosyal medya algoritmaları değiştiğinde süreci nasıl değerlendiriyorlar? Gelin konuyla ilgili detayları Content Marketing World 2018 ( İçerik Pazarlama Dünyası 2018) etkinliğine ‘’içerik pazarlama ve sosyal medya algoritma değişimleri’’ hakkındaki görüşleriyle katılan 20 uzmandan dinleyelim.

Kaplumbağa olun, tavşan değil
Çoğu zaman sosyal medyada olan yeni bir değişim, markalarda bu yeniliğe acil olarak katılım gösterme zorunluluğu iç güdüsünü ortaya çıkarır ve ne olursa olsun kendilerini panikle birlikte bu yeniliğe entegre ederler. Ancak bazen bu değişime geçiş sürecini değerlendirmek, incelemek, anlamak ve bu adımları tamamladıktan sonra harekete geçmek daha bilinçli stratejiler oluşturmanızı sağlayabilir. Bu sebeple doğru zamanı beklemekten kaçmayın, özetle tavşan olmayın, kaplumbağa olun!


Melanie Deziel, StoryFuel Kurucusu

Tüm faktörleri gözden geçirin
Değişen bir algoritma, başarınızı hem olumlu hem de olumsuz olarak değiştirebilir, bu sebeple bu değişimin size sağlayacağı yarar ve zararları listelemek daha akıllı karar vermenizi sağlayacaktır. Sonuçta, içerik türü, içerik kalitesi, içerik oluşturma süresi gibi önemli faktörler iş yapınızın da değişmesine sebep olabilir. Bu sebeple tüm faktörleri gözden geçirerek planlı hareket etmek, içeriğinizin markanıza nasıl bir geri dönüş sağlayacağını önceden belirlemenize yardımcı olacaktır.


Amy Higgins, Sojern İçerik Pazarlama Direktörü

Çevik Düşünün
Büyük bir algoritma değişimi, hipotez testi için mükemmel bir zamandır. Başarısız olacağını düşünseniz dahi güvenli denemeler yaparak algoritmayı daha iyi anlamaya çalışın. Çevik bir pazarlama ekibi, tüm testleri yaptıktan sonra oluşturulacak içeriklerin sosyal medya platformuna nasıl uyum sağlaması gerektiğine dair bir orta nokta bulabilir. Algoritma değişiminin ilk zamanları aktif olmak ve değişimi ilk algılayanlardan olmak bir adım ileride olmanızı sağlayacaktır.


Andrea Fryrear, AgileSherpas Başkan ve Kurucu Eğitmeni

Değişimlerle Büyüyün
Algoritmayı markaya uyarlama sürecini takip ederken değişimlere adapte olmak büyük önem taşır.. Örneğin; sosyal ağlarda video içeriklerinin popüler olduğunu gördüğümüzde, biz de video içerikler üretmeye başladık. Gerçi bu durum çalışma gücümüzü 10 kat arttırmamıza sebep oldu; ancak etkileşim sonuçlarımız eskiye oranla 100 kat artmış oldu. Bu sebeple değişimleri algılamak ve iş gücünü algoritma yapısına göre değiştirmek bazen kaçınılmaz olabiliyor. Büyümek istiyorsanız, değişimleri göz ardı etmeyin ve değişimlerle büyüyün.


Andy Crestodina, Orbit Media Kurucu Ortağı

Bir araya gelin, Değerlendirin ve Uygulayın
Sosyal medya ekibiniz ile yeni algoritma değişimlerini değerlendirmek üzere bir bilgilendirme toplantısı düzenleyin ve bir araya gelerek nasıl bir değişime evrileceğinizin kararını verin. Karar verme süreçleri her ne kadar zor da olsa, yatırım yapacağınız alanı bir şekilde belirlemeniz gerekiyor. Bu toplantılar hem gelecek sosyal medya formatınızı oluşturmanızı hem de iş planınızı belirlemenizi sağlayacaktır. Ayrıca bu toplantılarda SEO, sosyal medya reklamları, SEM ve benzeri ücretli medya yatırım bütçelerini belirlemeniz açısından da çok önemlidir. Böylece, bir araya gelerek topladığınız bilgileri değerlendirir ve uygulama için hazır hale gelmiş olursunuz.


Margaret Magnarelli, Monster Pazarlama Başkan Yardımcısı

Analizi asla bırakmayın
Algoritma yapısı değişmese bile düzenli olarak analitiğe dikkat etmelisiniz. Düzenli analiz süreci durumunuzu daha iyi değerlendirmenizi sağlar. Bu konuyla ilgili olarak önemli olan, ne olursa olsun panik yapmadan sakin ve düşünerek hareket etmektir; çünkü algoritma değişikliklerine yeterli analiz yapmadan hızlı bir şekilde katılım sağlamak, bir şeyleri eksik yapabilme ihtimalini doğurabilir.


Ian Cleary, RazorSocial CEO’su

A/B testleri yapın
Konu ne olursa olsun herhangi bir konuda A/B test yapıyor olmanız, neyin olacağını, neyin olmayacağını ya da daha fazlasını görmenizi sağlayacaktır. A/B testler performans değerlendirmeleri için biçilmiş kaftandır. Bu sebeple herhangi bir algoritma değişiminde A/B testi yapıyor olmanız, algoritmayı ne şekilde kullanmanız gerektiğini tanımlamanıza yardımcı olacaktır.


Buddy Scalera, BuddyScalera.com İçerik Stratejisti

Neyin eksik olduğunu keşfedin
Değişen algoritmalar sistemde yeni boşluklar oluşturduğu gibi markanızın pazarlama alanındaki boşluklarının bulunmasına da yardımcı olabilir. Örneğin; sosyal medyada video trendinin büyük kitlelere ulaşma potansiyelinin farkına varan bir marka, video içerik üretmiyorsa, kendini bu yapıya entegre edip, etkileşim kitlesini değişen algoritmalara uygun yapıda tekrar keşfedebilir.


Anna Hrach, Convince and Conver Stratejisti

Araştırma yapmayı bırakmayın
Her birey farklıdır ve farklı bir bakış açısına sahiptir. Bu sebeple yeni oluşturulan bir algoritmaya bakış ve uygulama açısı da farklı olacaktır. Sosyal medyada olduğunuzu unutmayın ve sosyal olun. Rakiplerinizin neler yaptığını araştırın. Rakiplerinizin çalışmaları algoritmayı nasıl kullanmanız gerektiğiyle ilgili yaratıcı fikirlere ulaşmanıza yardımcı olabilir. Ayrıca neler yapacağınızı ve algoritma yapısını detaylı olarak öğrenebilmek için uzman bloglardan yararlanın. Başlıkta da söylediğimiz gibi; araştırma yapmayı bırakmayın.


Clare C. McDermott, Mantis Research Araştırma Başkanı

Değişiklikleri ayırt edin
Bir sosyal ağ algoritmalarını değiştirdiğinde, değişikliklerin takibini yapmak zorlaşır; ancak markalar açısından bu değişimin yapısını algılamak kaçınılmazdır. Örneğin; metin gönderilerinden videoya geçilen bir algoritma yapısı stratejik olarak bir grup değişikliği beraberinde getirecektir, ancak değişiklik belirli bir süre sonra ‘’değişiklik’’ olarak değil ‘’normal’’ olarak kabul edilecektir. Bu sebeple normal olanı yapın ve değişiklikleri olabildiğince ayırt etmek için çalışın.


Eli Schwartz, SurveyMonkey Organik Ürün Müdürü

Nitelikli çalışmalar yapın
Algoritmalara uyum sağlamak önemlidir; ancak daha önemli bir şey varsa, o da hedef kitlenizin beklentilerini karşılamaktır. Algoritmanın müşterilerinizle olan etkileşime ne kattığını inceleyin ve daha sonrasında hareket edin. Yeniliklere entegre olurken nitelikli çalışmalar yaptığınızdan emin olun.


Jay Acunzo, Unthinkable Media Kurucusu

Etkileşim için zaman ayırın
Algoritma değişimlerinde bu süreci izleyici olarak takip etmek, daha iyi planlamalar ve stratejiler oluşturmanıza yardımcı olabilir. Bu sebeple değişimin gerçekleştiği ilk birkaç hafta ne olduğunu izleyin ve düşünce liderlerine bakın. Etkileşim sürecini başlatmadan analiz için zaman ayırmanız, daha sağlam temellerle hareket etmenizi sağlayacaktır.


Ahava Leibtag, Aha Medya Grubu Başkanı

Nedenleri sorgulayın
İnsanoğlunun sahip olduğu en büyük duyulardan biri de merak etme duygusudur. İnsan merak eder ve neden diye sorar. Birçok olayın çözümüne giden yolda ilk sorulan soru ‘’neden’’ sorusudur. Bu sebeple keşfedilmesi gereken bir algoritma söz konusu olduğunda, bu değişikliğin neden yapıldığını kendinize sormanız birçok çözümü de beraberinde getirecektir. Yalnız her ne olursa olsun, değişimin nedeninin ne olduğundan emin olmak için platformu gözden geçirmeli ve hedef kitle merkezli olmaya devam etmek için uygun eylen planına karar vermelisiniz.


Jeff Julian, Squared Digital CEO’su

Farklı açılardan bakın
Hemen hemen birçok marka yeni gelen bir algoritma ile aynı şeyi yapmaya akın ediyor. Ancak sosyal medyada başarılı ve etkili işlerin aslında herkesin yaptığı değil, özel ve az kişinin yaptığı işler olduğunu biliyoruz. Peki, neden halen aynı şeyi yapmaya devam ediyoruz?


John Hall, Influence & Co Kurucu Ortağı

Yakından takip edin
Sosyal medyada yalnızca kendi içeriklerinizin takibini yapmak yeterli değildir. Etkili bir sosyal medya etkileşimi için sektörde bulunan rakiplerinizin düşüncelerini ve paylaşımlarını da takip etmelisiniz. Sosyal medyayı hedef kitlenizin ilgi alanlarını belirlemek için kullanmak, özellikle yeni algoritmalardaki marka yönelim riskinizi azaltmanızı sağlayacaktır.


Jonathan Crossfield, Chief Content Officer Magazine Editör Başdanışmanı

Düzenli olarak değerlendirin
Güçlü bir sosyal medya programı oluşturmak için içeriklerin düzenli olarak değerlendirilmesi ve gerekiyorsa tekrar yapılandırılması gerekir. Bu bağlamda içeriğinizi, kazanımlarınızı, taktiklerinizi, verilerinizi, kullandığınız materyallerinizi ya da algoritmayı etkileyebilecek herhangi başka bir asetinizi güncellemeye uygunluk açısından devamlı olarak değerlendirmelisiniz. Bu değerlendirme işletmenizle ilgili herhangi bir soru işaretini de aklınızdan çıkarmanıza yardımcı olacaktır.


Nicole Martin, Pace Strateji ve Analitik Başkan Yardımcısı

Planı baştan kontrol edin
Planın başına dönmek kolay olduğu kadar zor da olabilir, ancak planın başına dönmek, her şeyi daha bilinçli olarak değerlendirmenizi sağlayacaktır. Planınızı değişen algoritma sebebiyle baştan kontrol ederken kendinize aşağıdaki soruları sorabilirsiniz.

Neden bu sosyal mecrada yer alıyoruz? Başarıya ulaşmak için ne kadar harcama ve çalışmaya ihtiyacımız var? Başarıya ulaşmak için nasıl bir yol izledik ve şimdi ne yapıyoruz? Eğer bu soruların cevabını verebiliyorsanız, algoritma yapısına uyum sağlamakta zorluk yaşamayacaksınız.


Ron Tite, Church+State Kurucusu ve CEO’su

Algoritmaya dayanıklı olun
Algoritmadaki tüm değişiklikler son kullanıcı deneyimini daha iyi hale getirmek için tasarlanmıştır. Eğer sizde takipçilerinize veya müşterilerinize güncel bir kullanıcı deneyimi oluşturmak istiyorsanız, sosyal medya stratejilerinizi, değişen algoritmalara uygun yapıda oluşturmak için çalışmanız gerektiğini unutmayın. Yorulmadan yaratıcı içerik oluşturmaya devam edin.


Nichole Kelly, The Consciousness Marketing Institute Müdürü

Gözünüzü başarıdan ayırmayın
Eğer ne yapmaya çalıştığınızı biliyor ve bunun için bir yol haritası çıkarttıysanız, doğru strateji ile başarıya ulaşabilirsiniz. Keza planlarınızı yeni algoritmalarda da uygulayabilir ve kendinize yeni takipçiler ya da müşteriler oluşturabilirsiniz. Gözünüzü amacınızdan ayırmayın ve değişen algoritmalarla başarıya ulaşma şansınızı arttırın.


John Bucher, Stratejist ve Yazar

Pes etmeyi bilin
Sürekli olarak sosyal medya değişimlerine ayak uydurmaya çalışmak, eğer sosyal medyada çok aktif değilseniz sizi yoracaktır. Bu sebeple yeri geldiğinde marka için ayırdığınız sosyal medya bütçenizi kısmayı da bilmelisiniz.


Alenka Beste, Zavarovalnica Triglav Dijital İçerik Pazarlama Sorumlusu

Kaynak: https://contentmarketinginstitute.com/2018/07/social-algorithm-change/

The post Sosyal Medya Algoritmaları Değiştiğinde Yapılması (ve Yapılmaması) Gerekenler appeared first on Social Business Türkiye.

Dijital Dünyada Emoji Kullanımı ve Analizi

$
0
0

Emojilerin hayatımızdaki yeri

Emojiler hayatımıza girdikten sonra dijitalde kendimizi daha iyi ifade ediyor ve duygularımızı daha net belirtiyoruz, öyle değil mi? Hatta bazen sadece emojileri kullanarak anlaşmak bile yeterli oluyor. Emojileri, sosyal medyada ve hemen hemen tüm iletişim uygulamalarında kullanıyoruz. Her yerde karşımıza çıkan bu imajlar dijital dünyada jestlerimizi, mimiklerimizi ve duygularımızı ifade etmemizi kolaylaştırıyor.

Emojilerin Gücü Adına!

Emoji analizi ile toplumun birçok konuya karşı tutumunun negatif ya da pozitif olduğunu tahmin etmek mümkün. Hatta günümüzde birçok kurum kendi ile ilgili yapılan yorumlardan elde ettiği emojilerle raporlar oluşturuyor ve gelecek etkileşim yapısını bu raporlara göre tekrar inşa ediyor. Aynı şekilde markalar da emoji analizinden yararlanarak, müşteri memnuniyetini ölçüyor ve yeni kampanyalarını bu yüzdeleri değerlendirerek oluşturuyor. Durum böyle olunca bizde bu haftaki içeriğimizde emojileri dijital dünyanın dışına çıkardık, masaya yatırdık ve konunun detaylarını sizler için araştırdık.

Emojiyi nasıl ve ne sıklıkta kullandığımızı araştırırken Brandwatch’un 2015 ile 2017 yılları arasında yapmış olduğu ‘’emoji raporu’’ çalışmasıyla karşılaştık. Twitter üzerinde yapılan araştırmaya göre, bu tarihler arasında 6 milyardan fazla emojinin yer aldığı tweet atıldı. Emoji etkileşiminin en yüksek olduğu Temmuz 2016’da ise 293 milyon emoji kullanıldı. Araştırma boyunca markaların ve kurumların kullanıcılarıyla olan etkileşimi incelenerek, emoji kullanımları analiz edildi ve raporlandı.

Araştırmada bulunan emoji analizlerinden bazıları:

En çok kullanılan 20 emoji

En çok kullanılan 50 emoji

En çok kullanılan 100 emoji

Cinsiyete göre en çok kullanılan emojiler

Havayolları markalarının en çok kullandığı emojiler

Tekstil sektöründe en çok kullanılan emojiler

Hazır gıda markalarının en çok kullandığı emojiler

Emoji geri bildirimine göre en pozitif 10 sektör

Emoji geri bildirimine göre en pozitif 10 marka:

Sonuç olarak, bugün çevrimiçi mecralarda emoji kullanımı %95 oranlarına ulaşmışken, emoji analizine dayanan çalışmalara yer vermek birçok marka ve kurumun hedef kitlesiyle olan etkileşimi belirlemesinde büyük rol oynamaktadır. Gelecekte yazılı metinleri güçlendirmek ve etkileşim yapısını daha iyi algılayabilmek için sizde markanıza uygun emoji kurguları oluşturabilir ve bu kurguları müşterilerinizi daha iyi anlamak için kullanabilirsiniz.

Tüm dünya, artık tek bir dilde konuşuyor; Emoji…

Bu arada aşağıda bulunan ‘’Bu içeriğe emojiyle yanı ver’’ butonunu da kullanmayı unutmayın! 😉

The post Dijital Dünyada Emoji Kullanımı ve Analizi appeared first on Social Business Türkiye.

Apple kullanıcılarına özel: Mac ve iPhone için ‘’Devamlılık’’ çözümleri

$
0
0

Bildiğiniz üzere Apple ürünlerinde macOS ve iOS olmak üzere iki adet işletim sistemi bulunuyor. Bu iki işletim sistemi birbiri ile entegre çalışıyor. Ancak bazı durumlarda kullanıcılar, dosya aktarımı, cihaz eşleştirme veya devamlılıkla ilgili bazı sorunlarıyla karşılaşabiliyor.

İşte bu sebeple Mac bilgisayarınız ve Apple telefonunuzu birlikte nasıl yönetebileceğinizi anlattığımız bir içerik oluşturmaya karar verdik. macOS ve iOS cihazlarınız arasında nasıl geçiş yapacağınızı, iPhone içerik yönetiminden çağrı eşleştirmeye, Safari sekme denetiminden, mobil internet paylaşımına kadar birçok konudaki apple çözümlerinin yer aldığı bir Mac ve iPhone verimli kullanım rehberi oluşturduk.

Eğer siz de Apple kullanıcısıysanız, şuan doğru içeriğe göz atıyorsunuz! Şimdi gelin, Mac ve iPhone’ununuzun ‘’Devamlılık’’ olarak bilinen ve kullanım kolaylığı sağlayan bazı özelliklerinin nasıl çalıştığını birlikte inceleyelim.

1. Mac’inizde yer alan içeriği kopyalayıp, iPhone’unuza yapıştırabilirsiniz.

Giriş yazımızda bahsetmiş olduğumuz Apple’ın kullanıcı deneyimini güçlendiren özelliklerinden biri olan ‘’Devamlılık’’, cihazlarınızın arasında işlem sürecini dilediğinizce kontrol etmenizi sağlıyor. ‘’Devamlılık’’ özelliği ile Apple aygıtlarıyla başladığınız herhangi bir işleme diğer aygıtınızı kullanarak devam edebilmenizi sağlıyor. Gelin şimdi bu aygıtlar arası paylaşım sürecinin ilk adımı olan ‘’Evrensel Pano’’ özelliğini inceleyelim.

Evrensel Pano özelliği, Mac bilgisayarınız ve iPhone’unuz arasında pano içeriklerini paylaşmanıza yardımcı oluyor. Oluşturduğunuz veya sahip olduğunuz metin ve grafikleri pano özelliği sayesinde kopyalayabilir ve yapıştırabilirsiniz. Ancak; bu işlemleri sorun yaşamadan gerçekleştirmeniz için kontrol etmeniz gereken bazı adımlar bulunuyor.

1. Eksiksiz işlem özgürlüğü için her iki cihazınızdan da aynı iCloud hesabına giriş yapın.
2. Her iki cihazda da Bluetooth’u aktif edin.
3. Handoff ayarını Mac’iniz ve diğer iCloud cihazlarınız arasında etkinleştirin.

macOS için:
Etkinleştirme sağlarken, öncelikle Apple ikonuna tıklamalı ve ardından da ‘’Sistem Tercihleri’’ne ulaşmalısınız. Sonraki adımda ise ‘’Genel’’e tıklamalısınız. Bu bölümde yer alan‘’Bu Mac ile iCloud aygıtlarım arasında Handoff’a izin ver’’ seçeneğini etkinleştirerek Mac adımlarınızı tamamlarsınız.

iOS için:
Öncelikle ‘’Ayarlar’’ bölümüne erişin ve ardından ‘’Genel’’i tıklayın. Aynı şekilde Handoff bölümüne gidip Handoff’u açın ve etkinleştirmeyi gerçekleştirdikten sonra Mac’inizden içerik kopyalayıp iPhone’unuza yapıştırabilirsiniz.

2. Görevlerinize devamlılık sağlayabilirsiniz.

Herhangi bir Apple cihazınızda çalışırken, istediğiniz zaman çalışmanızı durdurabilir ve görevinize başka bir cihazda kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.

Örneğin; Mac’inizde not oluşturmaya başlayabilir ve not oluşturmaya kaldığınız yerden iPhone’unuzu kullanarak devam edebilirsiniz. Eğer iPhone’unuzda ‘‘Notlar” uygulaması aktifse, Mac’inizdeki ”Notlar” bölümünde yer alan özel bir simge oluşacaktır. Notunuza kaldığınız yerden devam etmek için bu simgeye tıklamanız yeterli olacaktır. Bu sayede içeriği kopyalayıp yapıştırabilirsiniz.

Eğer Mac üzerinde not oluşturuyor ve içeriğe iPhone’unuz üzerinde devam etmek istiyorsanız, uygulamalar sayfanızda yer alan ‘’Notlar’’ simgesini tıklamanız gerekiyor. İçeriğe erişmek ve notlar ekranınıza erişmek için iPhone’unuzdaki ‘’Home’’ tuşuna iki kez basmanız gerekiyor. Bu arada aktarma özelliğinin, Safari, Sayfalar, Posta ve Hatırlatıcılar gibi uygulamalarla oldukça iyi çalıştığını hatırlatmamızda fayda var.

3. Web sayfaları, içerik dosyaları ve daha fazlasını aygıtlar arası paylaşabilirsiniz.

iPhone’unuz ve Mac’iniz arasında dosya paylaşmak veya aktarmak istiyorsanız, Mac ve iOS Cihazları için yerleşik bir dosya aktarımı uygulaması olan Airdrop uygulamasını kullanmanız gerekiyor.

AirDrop uygulaması ile dosya aktarımı için;
1. İlk adımda her iki cihazınızın da ‘‘WIFI” ve ”Bluetooth” özelliklerini etkinleştirmelisiniz.
2. İşlemi başlatmak için paylaşmak istediğiniz içeriği seçmeli, ardından ‘’Paylaş’’ ve ”Airdrop”u seçmelisiniz.
3. Son adımda içeriği paylaşmak istediğiniz AirDrop kullanıcısına dokunarak işlemi sonlandırabilirsiniz.

AirDrops özelliği ile dosyalar, notlar, fotoğraflar, web sayfaları, hatta kişi listeleri de dahil olmak üzere pek çok içeriği iPhone veya iMac aygıtlarınız arasında paylaşabilirsiniz.

4. İnternet bağlantısı paylaşımı yapabilirsiniz.

iPhone’unuzdan Mac’inize internet paylaşmak için öncelikle ‘’Ayarlar’’ menüsüne giriş yapın. Sonrasında ‘’Hücresel’’e gidin. ‘’Kişisel Erişim Noktası’’na dokunun ve internetinizi paylaşmaya hemen başlayın. Mac cihazınızda yer alan ağlar listesinde iPhone ağınızı görecek ve internete bağlanacaksınız. Ayrıca direkt bağlantı için USB kablosu veya Bluetooth’u da kullanabilirsiniz.

5. Safari sekmelerini yönetebilirsiniz.

iCloud senkronizasyonu iPhone ve Mac’inizde Safari için çalışıyorsa, herhangi bir aygıtınızda açmış olduğunuz sekmeyi diğerinden kapatabilirsiniz. Aygıtlarınız arası Safari senkronizasyonu başlatmak için aşağıdaki adımları izleyebilirsiniz.

macOS için:
1. Apple ikonuna tıklayın ve ”Sistem Tercihleri”ni seçin.
2. Sistem Tercihleri’nden ”iCloud”a tıklayın ve Safari’nin yanında yer alan onay butonunu tıklayın.

iOS için:
1. ”Ayarlar’’a gidin ve Apple ID’yi (Apple Kimliği) tıklayın.
2. Apple ID alanında yer alan iCloud’u seçin ve etkinleştirmek için Safari’nin yanındaki geçiş anahtarını sağa kaydırın.

Değişiklikleri yaptıktan sonra, iPhone’da açılan Safari sekmeleri Mac’inizde de görünecektir. Ayrıca iPhone’unuzda Mac sekmelerinizi görmek için de aynı işlemi yapabilirsiniz. İPhone’unuzla Safariye girdikten sonra sağ alt köşede yer alan sekmeler araç çubuğu düğmesine dokunarak Mac’inizde açmış olduğunuz sekmeleri yönetebilirsiniz.

6. Mac bilgisayarınızla çağrı alabilir veya arama yapabilirsiniz.

İPhone’unuza gelen FaceTime ve hücresel aramaları Mac’iniz üzerinden de cevaplayabilirsiniz. Diğer özelliklerde olduğu gibi çağrı eşleştirmesini sağlamak için Mac’iniz ve iPhone’unuzun aynı ağa bağlı olduğundan emin olmanız gerekiyor. Ayrıca, aynı iCloud hesabının yanı sıra aynı FaceTime hesabıyla da oturum açmanız gerekiyor. Bu özelliği kullanabilmeniz için etkinleştirmeniz gereken bazı ayarları aşağıda paylaşıyoruz.

macOS için:
FaceTime uygulamasını açtığınızda menü üzerinden ‘’Tercihler’’i tıklayın. Karşınıza gelen pencerede ‘’iPhone’da Hücresel Aramalar’’ kutucuğunun işaretli olduğundan emin olun. Facetime ve iCloud hesaplarını eşleştirseniz dahi bu kutucuk işaretli değilse çağrılarınız Mac’inize ulaşmayacaktır.

Yine FaceTime ‘’Tercihler’’ bölümde yer alan ‘’Yeni aramaları şuradan başlat’’ kısmına telefon numaranızı ekleyerek aramalarınızı Mac’inizden cevaplayabileceksiniz.

Ayrıca Mac üzerinden arama yapmak için ise tek yapmanız gereken, FaceTime uygulamasını çalıştırmak ve karşınıza gelen listenin en üstünde yer alan arama kutusuna direkt olarak çevirmek istediğiniz numarayı yazıp, yanında yer alan ahize ikonuna basmak.

Bir diğer seçenek ise FaceTime üzerinde kayıtlı kişiler arasından birini seçmek ve ahize ikonuna tıklayarak aramak istediğiniz numarayı seçmek.

iOS için:
Aynı işlemi iPhone’unuz için uygulamak istediğinizde ise, Mac’te yapmış olduğunuz gibi iCloud hesabınızı kontrol etmek için ‘’Ayarlar’’a ve sonrasında da iCloud içerisine göz atmanız gerekiyor. Eğer iCloud hesaplarınız eşleşmişse tekrar ‘’Ayarlar’’a geri dönebilir ve ‘’FaceTime’’ içerisine girip ‘’iPhone Hücresel Aramalar’’ seçeneğini etkinleştirmelisiniz. Bu sayede iPhone aramalarınızı Mac ile cevaplayabilirsiniz.

7. Mac’inizden SMS gönderebilirsiniz.

iPhone’unuzda kullanmış olduğunuz iMessage uygulamasını Mac’inizde de kullanarak mobil numaranız üzerinden mesajlaşma servisinden yararlanabilirsiniz. Bu servisten faydalanmak için tek yapmanız gereken, iPhone’unuz ve Mac’inizde aynı Apple ID’sini(Apple Kimliği) kullanarak iMessage’da oturum açmak olacaktır.

Bu işlemi yapmak için;
1. iPhone’unuzda ‘’Ayarlar’’ bölümüne, oradan da ‘’Mesajlar’’a gidin.
2. ”Aygıtlar listesi”nde Mac’inizi etkinleştirmeyi unutmayın.
3. Mac’inizde ”Mesajlar” uygulamasını açın. (Altı haneli bir etkinleştirme koduyla karşılaşacaksınız)
4. Bu kodu iPhone’unuza girin ve ‘’İzin Ver’’e dokunun.

Kaynak: https://blogs.systweak.com/2018/10/efficient-ways-to-use-your-mac-and-iphone-together/?mail_act=newsfeed

The post Apple kullanıcılarına özel: Mac ve iPhone için ‘’Devamlılık’’ çözümleri appeared first on Social Business Türkiye.

Yöneticiler neden hızlı bir kültürün merkezindedir?

$
0
0

Hızla gelişen teknoloji ve çalışma yapısı artık gün ve gün bizi “Adapte ol ya da yok ol” sürecine dahil ediyor. Bu temel 2 önerme, günümüz dijital dünyası için kaçınılmazdır; çünkü söz konusu dijital dönüşüm olduğunda, ya sürece dahil olup gelişmelerle değişir ve zamanı yakalarsınız ya da sürecin arkasında kalıp gün geçtikçe etki alanınızı azaltır ve yok olursunuz.

Sıklıkla karşı karşıya kaldığımız 3 hızlı değişikliği düşünün;

  • Müşteri Taleplerinin Radikal Değişkenliği
  • Işık Hızında ki teknolojik gelişmeler
  • Sürekli değişen ve gelişen çalışma yapısının yeni talepleri

Bu gibi değişimlere hızlı bir şekilde uyum sağlama kapasitesine sahip olmayan kuruluşların günümüz koşullarında başarıya ulaşması oldukça zordur. Hatta hızlı bir dönüşüme sahip değillerse, işlerini dahi sonlandırmak tehlikesiyle karşı karşıya kalabilir ve yok olabilirler.

Peki, şirketler, sektördeki ve içlerindeki hızlı değişime etkili bir şekilde nasıl cevap vermeliler?

Günümüz koşulları değerlendirildiğinde, kuruluşların çok daha atak ve çevik olması gerektiğine dair artan bir farkındalık mevcut. Ancak, işletmelerin çoğu bu atak ve çevik yapıyı oluşturma potansiyeline halen ulaşmış değil.

Belki ilginç gelecek ancak; yapılan bir araştırmaya göre, çalışanların sadece yarısı, işlerinde kendilerinden ne beklendiğini açıkça biliyor. Sorumlulukların ne olduğundan emin olmadan çevik ve atak cevaplar oluşturmak oldukça zordur. Durum böyle olunca, çalışanların çoğu, kuruluşlarında neyi temsil ettikleri konusunda net olmamakla birlikte çalıştıkları markanın değerlerine de daha az inanıyor.

Hal böyleyken başarılı bir şirket yapısı için “adaptasyon kültürü”, liderliğin önemli bir önceliği olarak yer alıyor. Liderler, sadece kendilerini değil, takım arkadaşlarını da bu kültürün bir parçası olarak yönlendiriyor ve bu sayede markalarını atak ve çevik bir yapıda geliştiriyor. Bu da markanın hem güncel kalmasını sağlıyor hem de iş gücü performansını yükseltiyor. Özetle, artık iş dünyasında hızlı değişime adapte olmak, altın kural olarak yer alıyor ve büyük bir önem taşıyor.

Sektörünüzde ve şirketinizde hızlı değişime cevap vermek ve ‘’uyum sağla ya da yok ol’’ dünyasında uyum sağlayan olmak istiyorsanız, kendinize sormanız gereken bazı sorular ve üzerine çalışmanız gereken bazı cevaplar bulunuyor.

Müşteri Odaklı ve Çevik bir kültürünüz mü var? Yoksa içe dönük ve geleneksel mi? Müşteri ihtiyaçlarına hızlı ve etkin bir çözüm sunmamak, şirket içi bürokrasi ve süreç yönetiminden mi kaynaklanıyor? Yoksa bu problemin bireysel kaynaklı sorunlar sebebiyle mi oluştuğunu düşünüyorsunuz?

Gallup araştırmasına göre, eğer bir şirket, yapı itibariyle çevik olmayı hedefliyorsa, şirket kültürünü doğru zihniyet, amaç ve zamanlamayla yönetmesi gerektiğini unutmamalıdır.

Sorumluluklarınızın ne olduğundan emin değilseniz, hızlı cevap oluşturmak zor olacaktır! Bu nedenle beklentilerinizi netleştirmelisiniz. Zamanı çok daha iyi değerlendirdiğinizi göreceksiniz.

Müşteri ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik atak ve çevik davranış modeli, çalışanların deneyimleri ile çalışanların yaşam döngüsüne yansıtılmalıdır. Ancak bu sayede hızla değişen yapıya ayak uydurmak mümkün olabilir. Tabii bu süreci yaşam döngüsüne entegre ederken düşünmeniz gereken başka sorular da bulunuyor.

Örneğin; İşe alım, iş görüşmesi daveti, deneme ve işe başlama süreçlerindeki yaklaşımınız, gelişime açık çevik bir zihniyet mi? Ya da şirket içi araçlarınız ve süreçleriniz, beklentiniz olan bu çevikliği destekler yönde mi?

Aslına bakarsanız yalnızca organizasyon şemasının yeniden yapılandırılması yeterli değil! Konu biraz da yöneticilerinizi algılamakla ilgili.

Nihayetinde, yöneticilerinizin kalitesi ile kültürünüzün çevik bir yapıya veya kırılıma sahip olduğu, zaman içerisinde kendini belli edecektir; ancak sorun şu ki, yöneticiler veya takım liderleri, sizin amacınıza ya da şirketinizin hızına karşı bazı durumlarda direnç gösterebilirler.

Örneğin;

  • Önceliklerini etkin bir şekilde açıklamayabilirler,
  • Hedefleri belirlerken ekibi bu plana dahil etmeyebilirler,
  • Değişiklik ve zorluklarla karşılaştıklarında şirketlerini veya çalışanları suçlayabilirler,
  • Diğer yöneticilerle bilgi paylaşmaz veya iş birliği yapmayabilirler,
  • Çalışanlarla iletişim kurmaz ve etkileşime geçmemeyi tercih edebilirler.

Öte yandan lider yöneticiler, atak zihniyetin gelişmesine katkıda bulunurlar ve bu bağlamda;

  • Çalışanlarıyla entegre olurlar,
  • Performansları doğru yönetirler,
  • Sadece yönetmezler, aynı zamanda koçluk yaparlar,
  • Diğer yöneticilerle işbirliği yapar ve çözüm odaklı çalışırlar,
  • Eksiklere değil, çözümlere yoğunlaşırlar.

Lider yöneticiler, şirketinize ilham verirken, önceliklerini çalışanlarına göre filtreler ve sonuca ulaşırlar. Bu sayede şirket kültürünü değişime ve gelişime önceden hazırlayarak, çoklu bir kazanımın temellerini oluştururlar. Verimli çözüm yolları tasarlayarak çalışanları iş gücüne teşvik eder ve barikatları ortadan kaldırırlar. Bu sayede yok olmaz ve iş gücünün merkezine adapte olurlar!

Kaynak: https://www.gallup.com/workplace/243455/why-managers-central-agile-culture.aspx 

The post Yöneticiler neden hızlı bir kültürün merkezindedir? appeared first on Social Business Türkiye.

Çevrimiçi işletmenizde yaratıcı çözümler oluşturmanızı sağlayacak 5 taktik

$
0
0

İş dünyasının dijitalleşmesi, bugünlerde çevrimiçi girişimci sayısını da oldukça arttırdı. Artık hemen hemen her girişimci ilk adımını çevrimiçi kanallara atıyor ve gelişim sürecini dijital kanallar üzerinde yönetiyor. Ya kendine ait bir web sayfası oluşturarak işe başlıyor ya da rakiplerinin de bulunduğu bir dijital platforma katılarak hızlı satışa başlıyor. Tabii ki sadece bir platformda satış yapması veya servis sağlaması yeterli olmuyor. Ürün ve hizmetlerini tanıtan video ve blog içerikleri oluşturarak hedef kitlesiyle bir araya gelmek için çalışıyor. İçeriklerini sosyal ağlarda paylaşıyor. Eğer web sitesi varsa kesinlikle arama motoru optimizasyonu için vakit ayırıyor. Kısaca, günümüz dijital dünya girişimcileri müşteri ile buluşabilmek için mevcut tüm kanalları kullanıyor ve müşteri beklentilerini karşılayacak bir deneyim oluşturmak için çalışıyor.

Tabii ki bu süreçleri yöneten girişimciler, markalarını öne çıkarabilmek ve rekabette fark yaratabilmek için yaratıcı fikirlerini hayata geçirerek her geçen gün daha fazlası için araştırmaya da devam ediyor. Başlangıçta yaratıcı ve yenilikçi hareket etmek her ne kadar kolay gibi gözükse de bir süre sonra bu süreç kendini tekrar eden bir yapı haline dönüştürebiliyor. Bu nedenle çoğu çevrimiçi işletme yapısı yeni bir yönelim veya çözüm için zaman ayırmanın ya maliyetli olacağından yakınıyor ya da mevcut çözümü güncellemenin riskli olacağı endişesini taşıyor. Durum böyle olunca da gün ve gün yaratıcılığını kaybediyor ve standartlara bağlı kalan bir kurum olarak hayatına devam ediyor.

Bu içeriğimizde kişisel veya marka bazında yaratıcı çözümler oluşturma enerjinizi kaybetmemeniz ve yeni çözümler oluşturarak kazanan olmanız için üretkenliğinizi destekleyecek 5 taktiği sizlerle paylaşıyoruz.

İşte çevrimiçi işletmenizde yaratıcı çözümler oluşturmanızı sağlayacak 5 taktik!

1. Üretmeden önce tüketin


Eğer başarılı bir ürün, hizmet, servis, kampanya veya içerik üretmek istiyorsanız, sektörünüzle ilgili iyi bir araştırmacı olmanız gerektiğini kesinlikle unutmayın. Sosyal medya ve arama motorlarının gücünü kullanarak çalışma alanınızla ilgili araştırma yapmak hem güncel kalmanızı sağlayacak hem de yeni fikirler için iyi bir ilham kaynağı olacaktır. Gerekiyorsa arama motoru sayfalarında son sayfalara kadar gidin. Sektörünüzle ilgili sosyal medya hesaplarını dolaşın. Size ilham veren çözümler, aklınızı daha iyi çalıştırmanızı sağlayacaktır. Harekete geçmeden önce mevcut çözümleri araştırın, bulun ve tüketin. Üretmeye daha sonra başlayın.

‘’Yaratıcılık, neler yaptığınızla değil, aklınızı nasıl çalıştırdığınızla ilgilidir.’’
-Robin Sharma

2. Yaratıcılığınızı susturun

Eğer işiniz gereği sürekli yaratıcı olmak ve yeni çözümler üretmek zorundaysanız, bu süreçler bazen oldukça zorlayıcı olabiliyor. Hatta belirli dönemlerde sürekli aynı çizgiler üzerinde dolaştığınızı düşünebiliyorsunuz. Böyle dönemlerde yaratıcılığınızı tekrar ortaya çıkarabilmek için ondan uzaklaşmanız gerektiğini hatırlayın. Size ne iyi geliyorsa onu yapın. Mesela; yürüyüşe çıkın, meditasyon yapın veya kitap okuyun. Her şey gibi beynin de dinlenmeye ihtiyacı olduğunu unutmayın.

3. Düşünce ve fikirlerinizi paylaşın

Yapacağınız veya girişimde bulunacağınız iş ne olursa olsun çalışma sürecini uçtan uca tasarlamak, gelişmeleri ön görmek ve süreci değerlendirmek başlangıçta kolay gözükebilir. Böyle olması da oldukça doğaldır; çünkü içerisinde hayal barındıran her şey keyiflidir ve kafada çabukça çözülebilir. Ancak işler gerçekleşmeye başladığında bazı engeller çıkar ve tüm hayaller, yerini çözülmesi gereken problemlere bırakır. İşte bu noktada bu problemleri paylaşmak ve yakın çevrenizden destek almak daha hızlı ilerlemenizi sağlayacaktır.

Hayallerinize ulaşmak için fikir ve düşüncelerinizi yakın çevrenizle paylaşın. Aynı bakış açısına sahip insanlarla iş birliği yapmak hem daha hızlı gelişmenizi hem de işiniz ile ilgili negatif yönleri daha hızlı keşfetmenizi sağlayacaktır. Ayrıca düşünce ve fikirlerinizi bir danışman veya hayat koçu ile de paylaşabilirsiniz. Düşüncelerinizi paylaşmanın kendiniz için büyük bir yatırım olduğunu unutmayın. Yaratıcı bir girişimci için destek oldukça önemlidir. Vizyonunuzu ilerletmek ve başarılı stratejiler oluşturmak için düşünce ve fikirlerinizi paylaşmayı bırakmayın!

4. Doğru araçlara yatırım yapın

Kariyeriniz boyunca doğru araçlara sahip olmak yaratıcılık konusunda avantaj veya dezavantaj olarak karşınıza çıkabilir. Önemli olan sizin için kullanışlı olması ve size yardımcı olmasıdır. Kullanılabilecek en iyi araçların bazılarından ücretsiz olarak faydalanabilirsiniz. Örneğin; pomodoro zamanlayıcısı. Yaratıcı ekipler için  gerçekten hayat kurtarıcı olabiliyor. Bunun için internette sınırsız uygulama veya web sayfası bulabilirsiniz.

Pomodoro için tek yapmanız gereken, çalışmaya başlamadan önce 25 dakikalık bir çalışma süresi belirlemek ve süre bitiminde 5 dakikalık bir mola vermek. Ancak bu 25 dakikalık süre içerisinde sadece yaptığınız işe yoğunlaşmanız gerekiyor. Telefonunuzu sessize alın, sosyal medya ve diğer sekmelerin hepsini kapatın. Su içmeye dahi kalkmayın. Bu süre için zaten 5 dakikalık molanızı kullanacaksınız. Günde ortalama 12 pomodoro ile gün içinde harikalar yaratabilir ve kafanızı gün boyunca dinç tutabilirsiniz.

‘’Yaratıcılık bir rastlantı değildir. Yaratıcı olmak için akıllıca bir planlama ve bu plana bağlılık yeterli sonuçlara ulaşılmasını sağlayacaktır.’’
– Paul Meyer

5. Sağlıklı bir sistem kurun

Girişimciliği kreatifler için en eğlenceli kılan şey, yaratıcılık sürecini yönetme şeklidir. Yaratıcılık sürecine başlama ve yeni bir şey üretmek için işe koyulmak ise bu sürecin en zorlu aşamasıdır. Çoğu kreatif için işe başlamak aslında büyük bir meydan okumadır. Özellikle de sıkça değişen iş yapısı ve sürekli zamanla yarışıyor olmanın verdiği baskı, kreatiflerin çoğunu oldukça zorlamakta ve gün içerisinde kendilerine zaman ayıramamaları ile sonuçlanmaktadır.

Gün içerisinde kendinize iş yoğunluğu sebebiyle zaman ayırmamanız anlaşılabilir. Peki; bu süreyi güne başlamadan oluşturmak için hiç çaba sarf ettiniz mi? İşe varmadan sakinleşmek ve zihninizi rahatlatmak için her sabah 30 dakika dinlenerek güne başlamayı deneyin. İşe başlamadan kendinize zaman ayırdığınız için beyin iş saatinde problemlerle daha iyi mücadele edecektir. Bu sayede gününüzü daha verimli geçirebilir ve yaratıcı süreçleri daha hızlı atlatabilirsiniz. Tabii ki bu ve yukarıda paylaştığımız diğer öneriler herkes için farklı sonuçlar oluşturabilir. Önemli olan kendinizi keşfetmek ve size neyin iyi geldiğini belirlemekle ilgilidir.

Bu arada bir girişimci veya deneyimli bir işletmeci olarak verimliliğinizi arttırmak ve yaratıcılığınızı maksimum seviyede tutmak için siz ne yapıyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyoruz.

The post Çevrimiçi işletmenizde yaratıcı çözümler oluşturmanızı sağlayacak 5 taktik appeared first on Social Business Türkiye.


Başarılı girişimci ve yöneticilerden liderlik tavsiyeleri

$
0
0

Bir işi ve çalışanlarını verimli bir şekilde yönetmek, birçok özelliği beraberinde bulundurmanızı gerektirmektedir. İster 20 kişilik bir takımı yönetin ister 20.000 kişilik bir işletmeyi, liderlik ve takım yönetimi, başarılı sonuçlar elde eden bir işin en önemli unsurudur. Eğer başarılı bir liderseniz, takım arkadaşlarınız çalışma süreçlerini mutlu ve yüksek üretkenliğe sahip bir şekilde geçirir. Bu da kurumunuzun başarılı olmasını sağlar. Ancak bu durum teoride her ne kadar kulağa kolay gelse de iş hayatında oyunun kuralları bazen değişebiliyor. Günümüz yöneticileri ve girişimcileri tarafından yapılan birçok açıklamada liderlerin üzerinde oldukça büyük bir baskı olduğu ile karşılaşıyoruz.

Biz de bu sebeple sizler için günümüzün en başarılı girişimci ve yöneticilerinden liderlik tavsiyelerini bulunduran bir içerik oluşturduk. Gelin şimdi, kitlelere yön veren bu 6 iş adamının tavsiyelerine birlikte göz atalım!

1. Richard Branson

Başarılı bir lider olmak için İyi bir dinleyici olmak, hata yapmak ve düşünceye değer vermek gerekiyor.

Kimilerinin ‘’Çılgın İşadamı’’, kimilerinin de muhteşem bir pazarlamacı olarak tanımladığı Richard Branson’a göre başarılı takım yönetimi ve etkili liderlik için 3 ana faktör bulunuyor. İyi bir dinleyici olmak, hata yapmak ve çalışanların düşüncelerine değer vermek. Branson, Forbes ile yaptığı bir röportajda, ‘’İyi bir dinleyici olmak, insanların birbirinden faydalanması için en önemli araçtır. Bu sayede pazarı daha iyi algılayabilir, diğer kişilerin yaptığı hataları önceden keşfederek benzer hatalara karşı önceden önlem alabilirsiniz’’ diyor.

İyi bir dinleyici olmanın dışında Branson, bazen hata yapmaya izin vermenin de kişinin kendini geliştirebilmesi için en büyük öğreticilerden biri olduğunu söylüyor ve röportajına, ‘’Hata yapmak ve başarısızlıkları yaşamak her başarılı girişimcinin DNA’sının bir parçasıdır. Bu konuda ben istisna değilim. Ben de birçok hata yaptım ve böylece daha iyisini öğrendim’’ diyerek ekliyor.

Takım yönetme konusunda ise çalışanların her zaman oldukça önemli bir konuma sahip olduğunu belirten Branson, motive olmuş ve mutlu bir ekibin mutlu müşteriler oluşturma konusunda oldukça başarılı olacağını vurguluyor. Branson röportajını, ‘’Eğer çalışanlarınızla ilgileniyor, onları anlamak için enerji harcıyorsanız, onlar da müşterilerinizle sizin onlarla ilgilendiğiniz gibi ilgilenecektir’’ diyerek tamamlıyor.

2. Mark Zuckerberg

 

Süper tutkulu olduğun şeyi bul!

Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg için başarılı liderlik ve takım yönetimi, ortak amaçlar ve tutkuyla ilgilidir. Zuckerberg, kendisinin ve şirketinin yaptığı çalışmaların başarılı olabilmesi için takım anlayışı ve tutkunun bir arada olması gerektiğine inanmaktadır. Ayrıca Zuckerberg yönetim sisteminin merkezinde daha fazla bağlantı kurmak ve etkileşim ağını genişletmek yer almaktadır. Zaten mevcut Facebook yapısı da aynı şekilde çalışmaktadır. Paylaşmak ve paylaştıkça etkileşimi arttırmak! Zuckerberg, Facebook’u kurarken birlikte çalıştığı ekibi de aynı düşünceye sahip insanlardan oluşturarak mevcut Facebook platformunun da bugüne gelmesini sağladı.

Zuckerberg yapmış olduğu bir röportajda, ‘’Öncelikle Süper tutkulu olduğun şeyi bul. Ben yola çıkarken öyle yaptım’’ diyor ve sözlerine, ‘’Facebook’un kurucu ilkelerinden biri de, eğer insanlar daha fazla bilgiye erişmek için daha fazla bağlantı kurarsa, daha fazla anlayış ve daha fazla empati de otomatik olarak onlara ulaşacaktır ve bu sayede dünya daha iyi bir hale gelecektir. Bu amaç benim en büyük ilkelerimden biridir. Bazen zor günler yaşıyor ve gerçekten geri adım atabiliyorum; ancak beni geri getiren ve devam etmemi sağlayan hep bu ilke oluyor’’ diyor.

3. Tony Robbins

 

Takım yönetimi, çalışanlarınızın gerçek doğasını anlamakla başlar!

Motivasyon konuşmacısı ve yazar Tonny Robbins, takım yönetiminin merkezinde çalışanların gerçek doğasını anlamanın yer aldığını vurguluyor. Robbins, uyumlu bir ekip oluştururken ve yönetirken, her bir çalışana ait hedefin ne olduğunu bilmenin büyük bir önem taşıdığını söylüyor. Böylece, şirketlerin uzun vadeli hedeflerine daha hızlı bir sürede ve daha verimli ulaşabileceğini öne sürüyor. Yaptığı açıklamalarda Robbins, başarılı bir ekip kurmanın işe alım sürecinde başladığını ve takım uyumunun en iyi bu süreç içerisinde netleştirilebileceğini söylüyor.

4. Sara Blakely

 

Çalışanlarınızın hata yapmaktan korkmadığı bir kültür oluşturun!

Spanx kurucusu Sara Blakely, çalışanlarının başarısızlık ve hatalarına bakmak yerine onları cesaretlendirmenin daha etkili olduğuna inanıyor. Ancak onları cesaretlendirmek için ‘’Hata Toplantıları’’ yapıyor ve bu toplantılarda çalışanlardan hatalarına ait hikayelerini paylaşmalarını istiyor.

Blakely, ‘’Eğer çalışanlarınızın başarısız olmaktan veya hata yapmaktan korkmayacağı bir şirket kültürü oluşturabilirseniz, o zaman çalışanlarınızın daha üretken ve daha yenilikçi olacaktır. Bu arada bizi hiç bir şey yapamaz hale getiren hata yapma korkusunu da halen anlayamıyorum. Hani bizi küçük göstereceğini düşündüğümüz ve iş hayatımızı etkileyen şu baskıcı duygu. Hepimiz buna sahibiz. Ancak bundan kurtulmak için hata yapar ve başarısız olmanın doğal bir şey olduğuna inanırsak, bu durumu o duygu değil biz yönetmiş oluruz’’ sözleriyle röportajını bitiriyor.

5. Warren Buffett

 

Liderlik kişiye özel bir kavramdır, kendinizi keşfetmeyi bırakmayın!

Milyarder yatırımcı ve iş dünyasının önemli isimlerinden Warren Buffet, liderlik konusunda iyi bir hikaye anlatıcısı ve güçlü bir kaleme sahip olmanın oldukça önemli olduğunu düşünüyor. Yazma ve hikaye anlatımının insanlarla güçlü bir bağın temellerini oluşturacağına inan Buffet, yazılarında karşılaştırma örnekleri bulundurarak anlatmak istediği konuları basite indirerek etkileşimde olduğu kitleye kendini daha iyi ifade ediyor.

Ayrıca her bireyin farklı olduğunu ve liderlik yönetiminin de farklı olacağını vurgulayan Warren, ‘’Başkalarının söylediklerini dinleyin ve anlayın; ancak hiçbir zaman onların söylediklerini yapmak zorunda olduğunuzu düşünmeyin. Liderlik kişiye özel bir kavramdır, kendinizi üzerinize göre giysi diken bir terziymiş gibi düşünün. Herkesin ölçüleri farklıdır.’’ diyor.

6. Howard Schultz

 

Eğer yeniden tecrübe edinmek için kararlılık ve azim gösterirseniz; hayallerinize, hatta daha ötesine ulaşabilirsiniz.

Tıpkı Buffet gibi, Starbucks’ın Howard Schultz’u da liderlik tekniğinde hikaye anlatımına önem veren liderler arasında yer alıyor. Ancak Schultz, Buffet’in aksine karşılaştırmalardan çok bireysel iniş ve çıkış hikayelerini paylaşarak müşterileri ve çalışanları ile etkileşime geçiyor.

İş hayatında tecrübenin oldukça büyük bir rolü olduğuna inan Schultz, “Başarı için belli bir reçete yoktur. Ancak tecrübelerim sıfırdan bir iş kurup onu dünya markası haline getirmenin oldukça mümkün olduğunu gösteriyor’’ diyor.

Kaynak: https://www.business2community.com/leadership/leadership-tips-from-richard-branson-mark-zuckerberg-and-other-successful-entrepreneurs-and-executives-02143459

The post Başarılı girişimci ve yöneticilerden liderlik tavsiyeleri appeared first on Social Business Türkiye.

2019’da ses getirecek 5 sosyal medya trendi

$
0
0

Sosyal medya dünyası her geçen gün yeni fikirler ve teknolojilerle kendini yenilerken, bu gelişmeleri erkenden keşfeden markalar için de avantajlı fırsatları beraberinde getiriyor. Çoğunlukla kullanıcı alışkanlıkları ve davranışlarının yönelimine göre yenilik gösteren sosyal medya kanalları, 2019 yılında da ses getirecek çözümlerle oyunun kurallarını değiştirecek gibi duruyor.

Doğru zamanda doğru aksiyonu almanın oldukça önemli olduğu bu günlerde, sosyal medyanın nabzını tutan SocialMediaToday tarafından belirlenen ‘’2019 yılında sosyal medyayı domine edecek 5 trend’’ ile sizlerleyiz.

İşte 2019’da ses getirecek 5 sosyal medya trendi!

1. Sosyal dinleme (Sosyal medya analitiği)

Sosyal medya analitiği, bir markanın, ürünün veya servisin etkileşim alanlarını belirlemek için web ve sosyal medya üzerinde yapılan tarama eylemidir. Sosyal medya verilerinizi doğru metinler ve etiketlerle desteklemenizi sağlayan sosyal medya analitiği, potansiyel müşterilerinizle buluşmanızı hedefleyen verimli bir dinleme çözümdür.

Sosyal dinleme, şu anda müşteri hizmetleri ve itibar yönetimi başlıkları altında kazanımlar sağlasa da elde edilen kullanıcı verileri, aslında birçok alanda yeni avantajlar oluşturabilecek değerdedir. Kullanıcı beklentilerini anlamanın en iyi yollarından biri olan ve günümüz markalarının sadece bir kısmının yatırım yaptığı sosyal dinleme araçları, 2019’da daha da ön planda yer alacak ve sosyal medya dinlemesi yapan markaların doğru müşterilerle buluşma oranlarını yüksek seviyelerde arttıracaktır. Bu nedenle sosyal dinleme, 2019 yılında birçok markanın sosyal medya başarısını belirleyecek bir iş alışkanlığı haline gelecek gibi duruyor.

Eğer sosyal dinleme araçları dikkatinizi çekiyor ve 2019 yılında sosyal medya analitiğinden faydalanmak istiyorsanız, 2018’in en başarılı sosyal dinleme araçları listesine göz atabilirsiniz.

2. Video içeriği

Her yıl içerik pazarlamada videonun gücü, tıpkı bir kartopu gibi gittikçe büyüyor ve 2019 yılında da video içeriklerinin sosyal medyada oldukça önemli bir etki oluşturması bekleniyor. Hatta uzmanlara göre sosyal medya tüketimindeki mevcut içerik kullanımının %80’i çok yakında video olacak. Özellikle de canlı yayınlara duyulan ilgi, geçtiğimiz senelere oranla 2019 yılında daha büyük bir artış ivmesi yaşayacak.

Bugün, oldukça popüler olan canlı yayın trendinin Facebook ve Instagram gibi sosyal medya mecralarında kullanılması, yayın başlangıç bildirimleriyle takipçilerle doğrudan bir etkileşimin başlamasını sağlayabiliyor. Bu durum video pazarlamada anlık etkileşim için oldukça önemli bir adımdır. Bunun dışında canlı yayınların gerçek zamanlı etkileşim oluşturması, kullanıcı tarafında daha fazla güven oluşturmakta ve bu da yayınların daha fazla tercih edilmesini sağlamaktadır. Daha önceki senelerde olduğu gibi 2019’da da video içeriği ve canlı yayın ağırlıklı konseptler, gücünü arttıracak gibi duruyor.

3. Mikro Influencerlar (Micro-influencers)

Geçtiğimiz birkaç yıl içerisinde, sosyal medya influencerları markaların öncelikli tercihi haline geldi. Artık Instagram yıldızları, Twitter yazarları ve Youtube milyonerleri sosyal medya pazarında büyük bir güce sahip. Milyonlarca takipçiye sahip influencerlar, oluşturdukları vlog, tweet ya da diğer paylaşımlarla televizyon reklamcılarının ulaşabildiğinden çok daha fazla kişiye çok daha kısa sürede ulaşabiliyor.

Haliyle artan Influencer Marketing’in gücü ile sağladıkları hizmet ücretleri de her geçen gün artıyor. Bu durumda markaların tercihi de daha az etkileşim kitlesine sahip influencerlar ile bir araya gelmek oluyor. Sonuçta markalar için önemli olan sayıdan çok doğru kitle ile etkileşime geçmek.

Daha az sayıda; ancak daha stabil bir takipçi kitlesine sahip mikro influencerlar, 2019 yılında pazarlamacılar tarafından daha fazla tercih edilecek gibi duruyor. Ayrıca takipçilerinin isteklerini yüzdelik dilimde daha fazla gerçekleştirebiliyor olmaları, onları markalar tarafında daha da özel kılıyor. Özetle, 2019 yılında hedef pazar etkileşimi için mikro influencer tercihinin artışı büyük bir potansiyele sahip görünüyor.

4. Kişiselleştirme

Sosyal medyada kişiselleştirme, kullanıcı verilerinin toplanıp analiz edilmesi ve oluşturulan içeriklerin otomasyon teknolojileriyle kullanıcılarla buluşturma stratejisidir. Hedef odaklı etkileşimin en etkin şekillerinden biri olan kişiselleştirme, adından da anlaşılacağı üzere, kişisel bazda kullanıcı beklentilerini karşılayacak bir yapıya sahiptir.

Kişiselleştirilmiş pazarlama olarak da bildiğimiz bu strateji, kullanıcıların satın alma geçmişine, tıkladığı bağlantılara, sosyal medya gönderilerine ve diğer davranışlarının değerlendirilmesiyle kurgulanmaktadır. Bugün zaten birçok e-mail, video içeriği, ürün ve servis önerileri farklı platformlarda kişiselleştirilmiş bir yapıda kullanıcılarla buluşturulmaktadır. Netflix’in daha önce izlediğiniz dizilere göre yeni bir dizi önermesi veya Amazon ve eBay’in daha önce satın aldığınız ürünlere göre yeni ürün önerilerinde bulunması bu duruma örnek olarak gösterilebilir.

Haliyle 2019 yılı da önceki yıllara göre daha kişiselleştirilmiş ve kullanıcı davranışlarını daha iyi algılamayı hedefleyen bir yıl olacak. Bu konuyla bağlantılı olarak, sosyal medya platformlarının mevcut analitik araçlarının da gelişeceğini düşünüyoruz.

Kullanıcılarınızın beklentilerini karşılamak ve onlara özel bir deneyim sunmak için 2019 yılında kişiselleştirmeyi arka plana atmayın. İçerik kişiselleştirme ile hızlandırılmış bir müşteri yolculuğu tasarlayın. Böylece hem siz hem de takipçileriniz kazansın!

5. Gerçek zamanlı etkileşim

Gerçek zamanlı pazarlama için en önemli kanallardan biri olan sosyal medya, ürünlerin, servislerin, hizmetlerin ve kampanyaların ilgili müşterilerle doğru zamanda buluşması için oldukça önemli bir güce sahiptir. Kullanıcıların 7/24 aktif rol aldığı bu pazarlama kanalı, chatbotlar, canlı sohbet, satış sayfaları gibi günün her saati kullanıcı hizmeti sağlayan çözümleri barındırmaktadır. Bu servisler sayesinde kullanıcılar, istedikleri vakit markalarla etkileşime geçebilir ve günün herhangi bir anında hizmet alabilirler.

Zaman kavramının her geçen gün daha fazla değer kazanmasıyla gerçek zamanlı etkileşim çözümleri, 2019 yılında da tüm sosyal medya kanallarında bizlerle olmaya devam edecek gibi duruyor. Yeni yıl, bu çözümle tanışmanız ve pazar rekabetinde gerçek zamanlı pazarlama avantajıyla yer almanız için doğru bir yıl olabilir.

2019 yılı boyunca tüm güzellikler sizinle olsun!

Kaynak:
SocialMediaToday

The post 2019’da ses getirecek 5 sosyal medya trendi appeared first on Social Business Türkiye.

2019’un Dijital İş Fikirleri

$
0
0

Girişimciler için bugün internet üzerinden iş yapmak, geleneksel çalışma yöntemlerine oranla daha fazla tercih ediliyor. Bu durumun en büyük sebebi, daha az risk ile daha fazla gelir elde edilebilmesi ve çalışma yapısının esnekliğidir; çünkü eğer işinizi dijital kanallar üzerinden yönetiyorsanız, her hangi bir açılış ve kapanış saatiniz yoktur. Çalışma saatlerinizi siz belirlersiniz ve internetin olduğu her yerde dilediğiniz kadar çalışabilirsiniz. Ayrıca doğru stratejileri kullanarak dijital üzerinde çok daha fazla müşteriyle etkileşime geçebilirsiniz.

Özetle, dijital kanallar üzerinden çalışmanın sayısız avantajı bulunmaktadır. Peki, bu avantajları nasıl kullanmak gerekiyor? Bunun için öncelikle dijital üzerinde ne yapmaya başlayacağınıza karar vermek iyi bir başlangıç olabilir. Kişisel becerilerinize göre aşağıda paylaştığımız dijital iş fikirlerini değerlendirebilir ve hayata geçirerek ufak gelirler veya küçük servetler kazanabilirsiniz.

1. Blog yazmaya başlayın

Haftada yalnızca 1 saatinizi veya biraz daha fazlasını harcayarak kendi hikayelerinizi, düşüncelerinizi veya araştırmalarınızı yayınlayacağınız bir blog platformu oluşturmak başlangıçta gerçekten de basit bir fikir gibi gelebilir. Ancak ufak yatırımlar yaparak yazılarınızın daha fazla okunmasını sağlayabilir ve Google ile para kazanmaya başlayabilirsiniz. Blog yazılarınızdan gelir etmenin diğer bir güzel yanı da blog yazmanın pasif bir gelir biçimi olmasıdır, çünkü haftada sadece birkaç saatinizi blog yazısı yazarak geçirebilir ve yazılarınız okunduğu sürece para kazanabilirsiniz.

Özetle; yazı yazmayı seviyor ve dijital dünyada para kazanmayı düşünüyorsanız kendi blog sayfanızı kesinlikle oluşturmalısınız.

2. Satış ortaklıkları kurun

Türkçe karşılığını satış ortaklığı sistemi olarak çevirdiğimiz Affiliate Marketing sistemi, firma veya kişilere ait ürünlerin satışı üzerinden gelir elde etmektir. Satışı gerçekleştirilen ürünün sahibi firma veya kişi, ürünün satışına aracılık eden kişiye ürüne ait satış linkini verir ve bu kişi farklı dijital kanallarda bu link üzerinden yaptığı her satıştan belirli bir oranda para kazanır.

Bugün Türkiye’de Türk Hava Yolları, Trendyol, Gittigidiyor, N11 ve Türkiye piyasasına geçtiğimiz aylarda katılan Amazon gibi birçok firma, Affiliate Marketing çözümleri sunarak pazarlama kanallarını geliştirmektedir. Affiliate Marketing pazarınız için yeni platformlar keşfetmek veya işinizi geliştirmek istiyorsanız zaman kaybetmeden hemen harekete geçin ve daha fazlasını araştırmaya başlayın.

3. Tasarımlarınızı alıcılarla buluşturun

Hayal gücünüze ve tasarımlarınıza güveniyorsanız size önereceğimiz birkaç internet sitesi bulunuyor. Bu sitelerde genellikle takvimler, kitaplar, tişörtler, çantalar, şapkalar ve daha fazlasına baskı yaparak satışa çıkaran birçok tasarımcı yer alıyor. Örneğin; CafePress, Bu site üzerinde tasarımlarınızı ürünlere yerleştirebilir ve her bir ürün satışı üzerinden komisyon alabilirsiniz. Ayrıca Zazzle, Teespring ve Lulu’yu da alternatif gelir etmek için değerlendirebilirsiniz.

Belki de kendi ürünlerinizi kendi tasarımlarınız ile üretir ve satışını kendi dijital kanallarınız üzerinden gerçekleştirmek istersiniz.

4. Mobil uygulama geliştirin

Akıllı telefonların yaygınlaşması ile mobil uygulamaların bugünkü popülerliği de oldukça arttı. Google’ın Android’i ve Apple’ın iPhone pazarı üzerinden her gün milyonlarca insan yeni uygulamalar keşfediyor ve kullanıyor. İnsanların hayatını kolaylaştıran veya onlara eğlenceli deneyimler sunan mobil uygulamalar bugün yaratıcıları için pasif gelir getiriyor. Yeterli teknik bilgiye sahip olmadan, yalnızca bazı araçları kullanarak uygulama oluşturabileceğinizi veya halihazırda mevcut bir uygulamayı satın alabileceğinizi unutmayın!

Uygulama geliştirmek için nereden başlayacağınızı düşünüyorsanız, Forbes’ın oluşturduğu 12 adımda mobil uygulama geliştirme rehberine göz atabilirsiniz.

5. Alan adı alın ve satın

Bugün girişimcilerin bir kısmı oldukça az bir zaman ayırarak alan adı alıp satmaktadır. Alan adı satın alımı ve satışındaki en kritik nokta neyin popüler olduğunu bilmek ve bu doğrultuda neyin popüler olacağını tahmin edebilmek ile ilgilidir. Bu konudaki öngörülerinizi geliştirmek için Afternic.com, Sedo.co.uk veya diğer etki alanı açık arttırma web sitelerini inceleyebilirsiniz. Ayrıca iyi isimler bulmak için süresi dolmuş isim listeleri sunan listeleri de kontrol etmeyi unutmayın. Bunun için ise expireddomains.net web sitesini size yardımcı olabilir.

6. Hisse senedi ve Forex işlemlerine başlayın

Bazı girişimcileri göre değişken hisse senetlerine veya forex piyasasına yatırım yapmak oldukça büyük bir risk taşıyor; ancak küçük miktarlarla başlayıp deneyim kazanarak zaman içerisinde büyük kazançlar elde edebilirsiniz.

7. E-ticaret mağazanızı açın

Shopify ve Woocommerce gibi çözümler kullanarak kendi e-ticaret mağazanızı çok kısa süre içerisinde kurabilirsiniz. Ayrıca teslimat veya depolama gibi işlemleriniz için de dropshipping gibi yöntemler kullanabilir ve endişe duymadan dijital satışlarınıza başlayabilirsiniz. Hatta bu satışlarınızı da FacebookBusiness ile destekleyebilirsiniz.

Ayrıca e-ticarete başlamadan önce e-ticaret hakkında daha fazlasını öğrenmek için ‘’E-ticaret Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey” içeriğini incelemeniz faydalı olacaktır.

8. Sosyal medya danışmanı olun

Büyük şirketler ve işletmeler aktif olarak hedef kitlesi ile etkileşimde olabilmek için Facebook, Instagram ve Twitter gibi sosyal medya kanallarını yönetecek kendi sosyal medya uzmanlarını bulundurur veya sosyal medya ajansları ile çalışırlar. Ancak daha küçük işletmeler sosyal medya platformlarını genellikle kendileri yönetir ve bunun için büyük bütçeler ayırmak istemezler. İşletmenin kendi yoğunluğu ve iş yönetimi kaynaklı sebeplerle bu süreç genellikle sosyal medyanın unutulmasıyla sonlanır ve en sonunda her küçük işletme bir sosyal medya danışmanı ile çalışmaya ihtiyaç duyar.

Sosyal medya danışmanı olarak, küçük veya orta çaplı işletmelere uzaktan destek sağlayabileceğinizi aklınızın bir köşesine yazmayı unutmayın. Web üzerinde kendi iş ilanınızı oluşturarak yeni markalarla tanışabilir ve onlara sosyal medya danışmanlığı yaparak ek gelirinizi arttırabilirsiniz.

Bu arada sosyal medyaya ilgi duyuyorsanız ‘’2019’da Ses Getirecek Sosyal Medya Trendleri’’ içeriğimize de göz atmayı unutmayın.

9. Freelance yapabileceğiniz işler arayın

Bugün internet üzerinde freelance (serbest) olarak çalışan kişilerin sayısı her geçen gün artıyor. Yazar, grafiker, yazılımcı, mimar, tercüman, tasarımcı veya ne olursanız olun size en uygun işi bulabileceğiniz bir kanal bulabilirsiniz. Freelancer.com, Upwork veya benzeri üzerinden proje bazlı işverenlerinizle tanışabilir, hatta freelance çalışmayı ana kazanç modeline dahi dönüştürebilirsiniz.

10. Profesyonel bir blog yazarı olun

Eğer yazı yazma konusunda tutkuluysanız zaten kendi bloğunuzu çoktan oluşturmuşsunuzdur. Ancak halen oluşturmamışsanız bu başlık sizin için bir mesaj taşıyor olabilir.

Kendi bloğunuzu oluşturmak çok fazla teknik veya bilgisayar bilgisi gerektirmez. Blog yazarlığında en önemli nokta ne hakkında yazdığınız ve içeriklerinizi sunuş tarzınızdır. Yazmaya başladıktan sonra kitlenizin yazılarınızı okumasıyla öne çıkarılan reklamlar veya içeriklerinizde bulunduracağınız sponsorluk ürünleri üzerinden para kazanabilirsiniz.

11. WordPress temaları oluşturun

Sebebi ne olursa olsun bugün birçok insan internet sayfalarını oluştururken WorldPress temalarından ve web sitesi şablonlarından faydalanarak dijital yolculuğuna devam ediyor. Eğer web sitesi tasarımı ve Html kodlama konusunda yeteneğiniz varsa etkileyici web sitesi temaları oluşturabilir ve onları ThemeForest ve TemplateMonster gibi dijital pazarlarda satışa sunabilirsiniz.

12. Reklamverenler ile çalışın

Bir web siteniz veya blog sayfanız bulunuyorsa sayfa alanınızın bir bölümünde reklamverenlere yer vererek ziyaretçilerinizin tıkladığı her reklam üzerinden pasif olarak para kazanabilirsiniz. Bugün reklam tıklamalarıyla para kazanmanın en popüler yolu Google AdSense veya alternatifleri ile düzenli gelirler elde edebilirsiniz.

13. Yazı yazarak kazanın

Kendi blogunuzu yönetmek size zor geliyor; ancak yazma tutkunuzu kazanca dönüştürmek istiyorsanız, PayPerPost, Textbroker veya Helium gibi diğer siteler veya bloglar için yazabilirsiniz. Ayrıca, ilginç bir e-kitap yazmayı da düşünebilirsiniz. E-kitapların herhangi bir baskı veya nakliye ücreti olmaması sizin için büyük bir avantaj olacaktır.

14. Araştırma yaparak uzaktan destek sağlayın

Web sitesi tasarlayamıyor, içerik yazamıyor veya kodlama yapamıyor olmanız internet üzerinden para kazanamayacağınız anlamına gelmiyor. Haftada bir kaç saat fazlanız varsa, kendileri için zaman ayıramayan insanlar veya şirketler için araştırma yapabilirsiniz. Kuruluşların bir çoğu bugün çevrimiçi araştırmalarını yapmaları adına iş ilanları veriyor. Upwork, İndeed ve Freelancer gibi web sayfaları üzerinden araştırma yapabilirsiniz.

15. İçerik pazarlamadan faydalanın

Bir web sitesi veya bir blog arama motoru optimizasyonuna (SEO) uygun bir şekilde oluşturulduktan sonra arama motoru pazarlaması (SEM) yapılır. Eğer SEO yönetimi konusunda ne yaptığınızı biliyorsanız doğru arama motoru pazarlaması (SEM) ile markalara büyük gelirler sağlayabilirsiniz.

SEO’ya uygun blog yazmak, makale oluşturmak, ilan, basın bülteni hazırlamak veya SEM işlemleri için markaların yeterli çalışanı olmayabilir. İşletmelerin çoğu bu işlemleri gerçekleştirmeleri adına bugün SEO ve SEM görevlerini dış kaynaklar aracılığı ile gerçekleştirir.

16. Daha fazla fotoğraf çekin ve arşivinizi güncelleyin

İnternet üzerinden pasif gelir elde etmenin en etkili yollarından biri de fotoğraf satmaktır. Stok fotoğrafçığına başlamak için Shutterstock, Fotolia ve benzeri fotoğraf sitelerine üye olabilirsiniz.

17. Sanal asistan olarak çalışın

Her ne kadar sanal asistan denildiğinde bugün aklımıza yapay zeka çözümleri gelse de, bu başlık altında robotlardan değil kişilerden bahsediyoruz. İş örneklerine ülkemizde pek de rastlamadığımız sanal asistanlar bugün, günlük idari görevlerini yerine getirme konusunda yardıma ihtiyaç duyan ve bu görevler için tam zamanlı bir kurum çalışanına ödeme yapmak istemeyen kurumlara destek sağlamaktadırlar.

Sanal asistan olarak çalıştığınız işletmenin seyahat planlarını organize edebilir, toplantı hatırlatmaları ve fatura ödemeleri yapabilir veya işletmeyi arayan müşterilere temel çözümler sunma konusunda destek sağlayabilirsiniz.

Eğer yeterli ingilizceye sahipseniz ve evinizden sanal asistan olarak çalışmak istiyorsanız ”Gina’nın Sanal Asistan Olrak Çalışma Rehberi”ne göz atabilirsiniz.

18. Online eğitim verin veya web seminerleri düzenleyin

Eğer boş zamanlarınızı bilgilerinizi kullanarak değerlendirmek istiyorsanız e-öğretmen olmak sizin için keyifli bir çözüm olabilir. Dışarıda sizin bildiklerinizi öğrenmek isteyen çok fazla insan olduğuna inanabilirsiniz; ancak onlarla bir araya gelmek bazen zor olabiliyor.

Bunun için ihtiyacınız olan tek şey Tutor.com veya TutorVista gibi web sitelerine kaydolmak ve yeni öğrencilerinizle tanışmak. Eğer gerçekten iyiyseniz, dersleriniz için videolar oluşturabilir veya web seminerler vererek iyi bir ek gelir elde edebilirsiniz.

19. Kripto dünyasına göz atın

Bitcoin ile dünyamıza giren ve bizleri blockchain teknolojisiyle buluşturan kripto para ticareti bugün dünya üzerinde oldukça önemli bir değere sahip. Kripto para satın alımlarınızla yatırım yaptığınız para biriminin artış oranları doğrultusunda pasif kazanç elde edebilirsiniz; ancak iyi araştırma yapılması gereken bu yatırım alanının risklerle dolu olduğunu da unutmayın! Kazandığınız oranda kaybetmek pek keyifli olmayacaktır.

20. Web geliştirici olun

Web geliştiricileri, başlangıcından son aşamasına kadar her şeyi ile bir web sitesini oluşturabilen kişilerdir. Eğer bir web geliştiricisiyseniz ve kendiniz için çalışıyorsanız, dünyanın hemen hemen her yerinden çalışabilirsiniz. Ancak işin kulağa keyifli gelen kısmı şimdilik bu kadar. Eğer gerçekten bir web geliştirici olmak istiyorsanız, önünüzde zorlu bir yol olduğunu söylemeliyiz.

Web geliştiricileri hakkında daha fazla bilgi edinmek ve eğer bir web geliştiricisi olmak istiyorsanız makeawebsitehub’ın paylaştığı ”Web geliştiricisi olma rehberi”ne göz atabilirsiniz.

Sonuç:

internet üzerinde yukarıda paylaştığımız ve daha fazlasının bulunduğu birçok fırsat bulunuyor. Önemli olan sizin için en uygun olduğunu düşündüğünüz iş için biraz da olsa zaman ayırmak, harekete geçmek ve ek gelir sağlamak. Umarız bu paylaşım ile size ilham kaynağı olabilmişizdir.para kazandıran işler

Dijital dünyada başarılar dileriz.

Kaynak: Makeawebsitehub

The post 2019’un Dijital İş Fikirleri appeared first on Social Business Türkiye.

Başarılı Marka Yönetimi için 5 İpucu

$
0
0

Her marka servislerinin veya hizmetlerinin tercih edilmesi için müşterilerine özel ayrıcalıklar sunuyor ve bu çözümlerle pazarda farklılık yaratma amacıyla çalışıyor.

Bugün, en iyi markalara baktığınızda başlangıç aşamasında kurumsal kimlik oluşturmak için çok büyük yatırımlar yapmadıklarını görürüz. Bunun yerine, marka çözümlerini ve hizmetlerini geliştirmeye odaklanırlar ve bu sebeple stratejik marka yönetimine yoğunlaşırlar. Bu sayede mevcut pazardaki ürünleri ve servisleriyle marka değerini belirlerler.

Marka yönetimi nedir?

Bir markanın vizyonu, idealleri, hedefleri, büyüme ve küçülme planlarını ele alan tüm çalışmalar marka yönetiminin bir parçasıdır. Marka yönetimi, dijital veya geleneksel pazarda marka algısının sürekli devam eden gelişimi ile ilgilidir. Başarılı bir marka yönetimi için hedef Pazar ile pozitif bir ilişkiye sahip olmak oldukça önemlidir. Marka yönetimi aynı zamanda müşterilerin satın alma süreciyle olan ilişkisini de kapsamaktadır.

Özetle; markalaşmış bir servisin veya ürünün tasarlanmasından geliştirme sürecine, pazarlamasından satışına kadar birçok noktanın değerlendirilmesiyle uygulamaya geçen ve markanın ilerlemesini sağlayan çalışmaların tümüne marka yönetimi adı verilir.

Markanızın daha hızlı ilerlemesini sağlamak ve gelişim sürecini sonsuz kılmak için oldukça basit ve etkili 5 marka yönetimi ipucunu keşfetmeye hazır mısınız?

İşte başarılı marka yönetimi için 5 ipucu!

1. Benzersiz satış teklifleri sunun

Bugün markaların çoğu ürünlerini veya servislerini tanıttığı bazı kampanyalarda ‘’üstelik’’ kelimesini kullanıyor. Burada verilen mesaj; eğer bizi tercih ederseniz yalnızca hizmet veya ürün almaz, daha fazlasını alırsınız algısını oluşturmaktır. Her marka üstelik dedikten sonra farklı bir ayrıcalık sunar ve böylece kendini rakiplerine oranla daha farklı kılar. Böylece müşterilerin tercihi olmayı amaçlar.

Örneğin; M&M’s şekerlerinin ‘’Melts in your mouth, not in your hand’’ sloganı markaya ait ürünün diğerlerinden farklı olduğunu oldukça basit bir dilde anlatıyor. Bu marka farklılaştırması, M&M’s şekerlerinin bugünkü başarısının anahtarı olmuştur.

Başarılı bir marka yönetimi için benzersiz satış teklifleri oluştururken ürününüzün ve şirketinizin pazarın neresinde bulunduğunu iyi anlamanız gerekir. Ürün veya servislerinizi diğerlerinden farklı kılan nedir? Daha dayanıklı mı yoksa daha düşük maliyetli mi? Daha yenilikçi mi yoksa geliştirilebilme özelliğine mi sahip? Her ne ise öncelikle bunu tanımlayın. Ürün veya servis teklifleriniz için geliştireceğiniz pazarlama faaliyetlerinizde bu tanımlamayı bel kemiği olarak kullanın. Marka bilinirliğinizin ne şekilde geliştiğine şaşıracaksınız.

Bu arada, markanıza ait sorunları çözmek ve yeni fırsatları keşfetmek için Design Thinking cevabınız olabilir.

2. Pazarlama iletişiminiz için kısa bir slogan kullanın

Her ne kadar insanlar sloganınızı hatırlayamasalar da markanızla tanışan her müşteri markanızı bu slogana göre değerlendirecektir. Bu sloganı bir kez görmüş olmaları sizin ne yaptığınızı ve neyi vadettiğinizi bilmelerini sağlayacaktır.  Ayrıca slogan kullanımı, yalnızca müşterileriniz için değil aynı zamanda çalışanlarında verimini arttıracak etkili bir güce sahiptir.

Sloganınızı oluştururken vizyonunuzu ve değerlerinizi yansıtmasına önem gösterin. Her pazarlama aktivitesinde sloganınızı kullanarak marka bilincinin teşvik edilmesi gerektiğini unutmayın. Uygun ortamı ve araçları kullanarak sloganınızı markanıza ait platformlarda kullanmaktan çekinmeyin.

Son olarak eğer markanız yeniyse, markanızı müşterilerle buluşturmak için içerik pazarlamadan faydalanmayı unutmayın! İçerik pazarlaması ile sloganınız ile anlatmak istediğinizden çok daha fazlası hakkında konuşabilirsiniz.

3. Markanızı 360 derece bakış açısıyla değerlendirin

Markanızı marka yapan birçok departman bulunuyor. Hepsi markanıza farklı katma değerler sağlıyor ve hepsinin kendi içerisinde farklı sorunları ve farklı düşünceleri bulunuyor. Başarılı bir marka yönetimi için diğer departmanlara ve diğer dış paydaşlara katılım sağlayıp düşüncelerini almak oldukça önemlidir. Bu sayede mevcut pozisyonunuzdan göremediğiniz veya düşünemediğiniz fikirleri keşfedebilirsiniz. Örneğin; ürün ekibi müşterilerin ürününüzü nasıl kullandığını bilir. Satın alma veya pazarlama işlemlerinizi kolaylaştırmak için bu bilgileri kullanabilirsiniz.

Tüm çalışanların birer marka elçisi olduğunu unutmayın. Markanızın çalışan etkileşimi kopukluğuna sahip olduğunu fark ettiğiniz an zilleri hemen çalın ve gerekiyorsa ekibinizi bir araya getirin; çünkü kendi içerisinde iletişim eksikliğine sahip bir marka dış iletişimlerinde de benzer sorunları yaşama potansiyeline sahiptir.

Özetle; markanızı daha iyi tanımak için önce çalışanlarınızı, onların bakış açılarını ve beklentilerini düzenli olarak değerlendirin. Gerekirse onların bakış açısıyla markanızı tekrar değerlendirin. Ne zaman ne keşfedeceğinizi bilemezsiniz. Başarılı bir marka yönetimi için sürekli gelişime ve dönüşüme açık olmanız gerektiğini unutmayın ve en önemlisi, iş hayatı motivasyonunuzu olabildiğince yüksek tutun.

Konuyla ilgili daha fazla ayrıntı için ‘’Şirket Kültürünü Sürekli Gelişir Hale Getirmenin 5 Yolu’’ içeriğimize de göz atabilirsiniz.

4. Influencerlar ile etkinizi arttırın

Markanızı pazarlamanın başka bir yolu da bunu sizin yerinize başka birinin yapmasıdır. Eğer bu kişiler toplum tarafından örnek alınan veya güvenilen kişilerse bu kişilerin markanıza sağlayacağı katkı çok daha büyük olacaktır. Bu duruma üçüncü şahıs etkisi diyebiliriz. Teori oldukça basittir, markanıza uyum sağlayacağını düşündüğünüz kişiler markanıza ait çözüm veya ürünleri kendi platformlarında paylaşırlar ve markanız, potansiyel müşterileriyle üçüncü kişiye ait platformlarda buluşur. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için ‘’Influencer Marketing’e Nasıl Başlanır’’ içeriğine göz atabilirsiniz.

5. Başarılı bir marka yönetimi için dijital kanallarınızı güçlendirin

Bugün müşterilerine aynı kalitede hizmet sunmak isteyen markaların hemen hemen hepsi yapay zeka veya otomasyon teknolojilerini kullanarak milyonlarca müşterinin beklentilerini en iyi çözümlerle buluşturuyor. Bugün sektördeki en kapsamlı marka yönetim sistemi dijital varlık yönetimidir.

Dijital varlık yönetimi ile resimler, sunumlar, tasarımlar, belgeler ve markanızı marka yapan diğer unsurları doğru dijital platformlarda kullanmanızı sağlarsınız. Ancak gün geçtikçe sayısı artan ve değişen dijital platformlar her geçen gün doğru tüketiciye ulaşmayı zorlaştırıyor. Bu değişim ve gelişmeler farklı algoritmalar oluştururken, müşteri deneyimini yönetmek ve doğru stratejiyi oluşturmak oldukça kritik bir hal alıyor. Bu sebeple, markanızın interaktif gerçek zamanlı web ve sosyal medya potansiyelini somut sonuçlara dönüştürmek için doğru kullandığınızdan emin olun ve dijital kanallarınızdan dönüşümü eksik etmeyin!

The post Başarılı Marka Yönetimi için 5 İpucu appeared first on Social Business Türkiye.

Sosyal Medya Pazarlama Psikolojisi

$
0
0

Sosyal medya algoritmalarının bugünkü değişimi, kullanıcı ihtiyaçları ve psikolojisi ile eş zamanlı olarak gerçekleşiyor. Sosyal platformlar, kullanıcı alışkanlıklarını takip ediyor ve beklentilerini karşılayan teknolojiler geliştiriyor. Pazarlama stratejileri tarafında ise önemli bir etken olan insan psikolojisi, müşteri etkileşimi ve satış artışının sağlanmasında önemli bir rol oynuyor.

Sosyal medya ve dijital pazarlama psikolojisini incelediğimiz bu içerikte merak edebileceğiniz bazı soruları cevaplamaya çalıştık. Öncelikle bu sorulara birlikte göz atalım ve sonrasında ise sırasıyla inceleyelim.

● Kullanıcıları tekrar paylaşım yapmaya iten sebep nedir?
● Takipçilerinizi etkilemek için renkleri nasıl kullanmalısınız?
● Kullanıcılar ile güvenilir bir ilişki kurmak için ne yapmak gerekir?
● Ürün veya servis tanıtımında duyguların önemi nedir?

1. Kullanıcıları tekrar paylaşım yapmaya iten sebep nedir?

İnsanların tekrar paylaşım (re-post) yapmasıyla ilgili olarak kapsamlı bir araştırma yapan New York Times, bu durumun beş ana faktöre bağlı olduğunu açıkladı.

Başkalarının hayatına dokunma isteği
Katılımcıların %94’ü, tekrar paylaşım yapmalarının ana sebebinin arkadaşlarına yararlı bilgiler ulaştırmak, gülmelerini sağlamak veya bilinçlenmelerini sağlamak olduğunu söyledi.

Eğer sosyal medyada markanız için içerik oluşturuyorsanız, değerlendirmeniz gereken kriterleri, belki de değiştirmenin zamanı gelmiştir…

Kendini tanımlama
Her üç katılımcıdan ikisi yaptığı paylaşımlar ile kendini bütünleştiriyor ve ‘’mükemmel çevrimiçi kişiyi’’ oluşturmak için en etkili içerikleri tekrar paylaşıyor.

– Markanız için oluşturduğunuz içeriklerin müşteri beklentilerini karşılamasına önem vermek oldukça önemlidir, böylece içerikleriniz tekrar paylaşılabilir değere sahip olacaktır.

İlişkilerin güçlendirilmesi
Beş katılımcıdan dördü mevcut arkadaşları ile bağlantısının kopmaması için paylaşım yapıyor. Paylaşım sonrası içeriklerini kimin görüntülediğine ve beğendiğine göre kendi güvenilir online sınırlarını çiziyor. Ayrıca paylaşımlarının beğenilmesi, kendine olan güven duygusunu da arttırıyor.

– Eğer markanız için bir sosyal medya kampanyası tasarlamayı düşünüyorsanız, takipçilerinizin arkadaşlarını yorumlara etiketlemesini isteyebilirsiniz, bu sayede hem daha fazla kişiye ulaşırsınız hem de markanızın tanıtımını bir kullanıcı yaptığı için daha fazla güven elde edersiniz.

Onaylanma ve beğenilme talebi
Her kullanıcı, içeriğinin beğenilmesinden ve olumlu yorumlar almaktan hoşlanır. Yapılan çalışmaya göre kullanıcılar, paylaştıkları içerikten aldığı keyiften daha fazlasını, içeriği paylaşarak alıyorlar.

– Etkileşimi yüksek içeriklere sahip olmak istiyorsanız, hedef kitlenizin bu keyfi düzenli olarak yaşamasına yardımcı olacak içerikler oluşturun.

Gündemde kalmak
Yanıt veren beş kişiden dördü, bilgi paylaşımı yapmanın bir şirketi veya markayı desteklediklerinin göstergesi olduğunu belirtti.

Markanızın hangi etkinlikleri veya konuları desteklediğini düşünün ve o konular ile ilgili içerikler oluşturun.

Yukarıda paylaştığımız başlıklar, aslında içerik paylaşımının direkt olarak müşterileriniz ile olduğunu göstermektedir. Eğer müşteri odaklı yazılar oluşturmak ve içerikler geliştirmek istiyorsanız, yukarıdaki 5 maddeyi unutmayın.

2. Takipçilerinizi etkilemek için renkleri nasıl kullanmalısınız?

Belki de renk kullanımını sosyal medya tanıtım stratejinizin önemli bir parçası olarak görmüyorsunuz. Ancak, psikoloji bunun tam tersini söylüyor.

Markanın ürün veya servisleri için kullandığı rengin etkisi, satın alma kararlarını etkiliyor. Müşteriler satın alma aşamasına geçmeden önce %1 ürünün kokusu veya sesine, %3 ürün üzerindeki metine ve %93’ü ise görselliğe odaklanıyor. Söz konusu görsellik olunca da renk büyük bir etken oluyor.

Dijital pazarlamada renklerin psikolojisi, sosyal medya paylaşımlarınızı değerlendirirken üzerine düşmeniz gereken konuların başında yer alıyor. Bu sebeple, sosyal ağlarda içeriğinizi daha etkili kılmak için markanızın fikirlerine hangi rengin uygun olduğunu iyi düşünün. (yeşil sakinleştirir, sarı mutluluk saçar ve kırmızı dikkatleri çeker gibi…)

Renklerin marketing psikolojisi hakkında detayları keşfetmek istiyorsanız, ‘’Renklerin Marketing Psikolojisi’’ içeriğimize göz atabilirsiniz.

3. Kullanıcılar ile güvenilir bir ilişki kurmak için ne yapmak gerekir?

Güven birçok şeyin öncesinde gelir. Eğer birine veya bir markaya güvenmiyorsanız, onunla herhangi bir etkileşime geçmek istemezsiniz. Takipçileriniz de bu düşünceye sahip ve aynı şeyi yapıyorlar.

Oglvy’de Halkla İlişkiler Genel Müdürü Chris Graves, müşteri güveninin nasıl kazanabileceği ile ilgili gerçekleştirdiği bir webinerde, ‘’Eğer kullanıcılar, sonuçların kendilerini daha iyi hissettireceğine inanıyor veya düşünüyorsa, o alana yönelmeye meyillidir’’ diyor.

Müşterilerinizle güvene dayalı ilişkiler oluşturmak için bu teoriyi stratejilerinize uygulayabilirsiniz. İçeriklerinizi kullanıcılarınızın beklentilerini karşılayacak teklifler, teşekkürler veya davetler çerçevesinde geliştirebilirsiniz.

4. Ürün veya servis tanıtımında duyguların önemi nedir?

Duyguların değişimi kullanıcıların alacağı aksiyonu değiştirebilir veya sizin içeriğiniz, kullanıcıların duygularını. Psikolojik Bilimler Derneği’nin açıklamasına göre; ‘’Heyecan, insanları bilgi alışverişi yapmaya neden olabilir; çünkü insanlar heyecanlandığında vejetatif sinir sistemi devreye girer ve bu da kişiyi sosyal etkileşime teşvik eder.’’

Eğer içeriklerinizin paylaşılması ve etkisinin artmasını istiyorsanız, mevcut içeriklerinizin ne kadar heyecan verdiğini tekrar düşünün ve bir sonraki içeriğinizi hazırlarken bunu düşünerek hareket edin. Ayrıca dijitalde duygularınızı temsil eden emojileri de unutmayın.

Emojiler hakkında daha fazla bilgi almak istiyor ve en fazla kullanılan emojileri keşfetmek istiyorsanız ‘’Dijital Dünyada Emoji Kullanımı ve Analizi’’ içeriğimizi inceleyebilirsiniz.

Kaynak: BloggingRepublic

The post Sosyal Medya Pazarlama Psikolojisi appeared first on Social Business Türkiye.

Girişimciler Kulübüne Hoş Geldiniz

$
0
0

Bugün birçok insana göre girişimci olmak, herhangi bir marka için çalışmanın yanında çok daha fazla heyecan verici olarak kabul ediliyor. Bir girişimci olarak kendi işinin patronu olmak oldukça keyifli ve heyecan verici değil mi? Aceleyle iş tamamlama baskısı yok, sınırlı maaş veya düzenli giriş-çıkış saatleri yok. İzin alma problemi yok. Üstelik adınızın başına bir de CEO unvanı geliyor.

Her şey buraya kadar kulağa oldukça keyifli geliyor. Sizce de öyle değil mi?

Ancak bir girişimci olduktan sonra hayatınızın merkezinde bu konulardan çok daha fazlası yer alacak. Örneğin; çalışma saatleriniz belki de 9 ile 18:00 arasında olmayacak; çünkü yapacak çok fazla göreviniz bulunacak. Bu sebeple belki de bazı haftalar 7/24 çalışacaksınız.

Artık patronunuz olmayacağını düşüneceksiniz; ancak müşterileriniz yeni patronlarınız olacak ve maaşınız aydan aya değişecek. Belki şu an kazandığınız maaştan çok daha azını kazanacak ve hatta bazı ayları zarar ile kapatacaksınız. Görevlerinizi yetiştirme baskısını hissetmeyeceksiniz; ancak kendinizi geliştirmek ve müşterilerinize her zaman daha iyisini sunabilmek ve daha iyi bir teklif ile gitme baskısı sizi bırakmayacak.

Özetle girişimci olmak ve kendi işinizi kurmak istiyorsanız; sizi çetrefilli bir yolculuk bekliyor. Kendinizi ve yetkinliklerinizi keşfedeceğiniz risklerle dolu bir yolculuk. Eğer bu şartları kabul ediyor ve inovasyona hazırım diyorsanız, girişimciler kulübüne hoş geldiniz!

Bu içeriğimizde girişimcilik yolculuğunuzu daha kusursuz yaşayabilmeniz için nasıl düşünmeniz gerektiğiyle ilgili bazı yöntemleri sizlerle paylaşacağız.

1. Umutlarınızı sabitlemeyin, değişime açık olun

Bugün girişimcilerin yaptığı en büyük hatalardan biri de çalışmalarını, projelerini veya düşüncelerini sabit tutmalarıdır. Başarılı bir girişimci gibi düşünmek için, umutlarınızı hiçbir zaman hiçbir yere sabitlemeyeceğini bilmeniz gerekir; çünkü iş dünyasında hiçbir şeyin garantisi yoktur ve ne zaman ne olacağını bilemezsiniz.

Özellikle de teknolojinin göz açıp kapatıncaya kadar süren hızlı değişimi, bu durumu çok daha iyi analiz etmemizi sağlıyor. Bir girişimci olarak planlarınız her zaman istediğiniz gibi gitmeyebilir, problemlere karşı hazırlıklı olmalısınız. Beklentileriniz doğrultusunda gelişmeyen işlerinizi çözüme ulaştırmak için teknolojinin ilerlediği hızda hareket etmelisiniz. Dönüşüme her daim hazır olmalısınız.

Girişim konusunda dünyaca ünlü liderlerin ne düşündüğünü merak ediyor musunuz? ‘’Başarılı Girişimci ve Yöneticilerden Liderlik Tavsiyeleri’’ yazımıza göz atabilirsiniz.

2. Karar verme becerinize bir süper güç gibi davranın

Hemen hemen çoğu süper kahraman filmlerinde yer alan, ‘’Büyük güçler, büyük sorumluluklar getirir’’ repliğini duymuşsunuzdur. Açıkçası girişimcilikte de durum farklı değil.

Bir girişimci olarak, karar veren ve hızlı davranması gereken süper kahraman siz olacaksınız. İşlerin ve piyasanın analiz edilmesi, yatırım alanının belirlenmesi bazen zamanınızın çoğunu alabiliyor ve bu sebeple de farklı fırsatlar kaçırılabiliyor. Ancak hiçbir durum diğer fırsatları yakalayamayacağınız veya karar vermek için deneyimli insanlardan tavsiye alamayacağınız anlamına gelmez. Bunun için öncelikle sorumluluklarınızın ve beklentileriniz ne olduğunu belirlemeniz gerekiyor. Eğer beklentilerinizi netleştirirseniz, neyi aradığınız bilecek ve fırsatlar ile çok daha hızlı bir sürede bir araya geleceksiniz. Kısaca, zamanı çok daha iyi değerlendirdiğinizi göreceksiniz.

Hızla gelişen teknoloji ve çalışma yapısı sebebiyle yönetim kontrolünde veya uyum sağlamakta bazı problemler mi yaşıyorsunuz? Zamanı daha verimli yönetmek için ‘’Yöneticiler Neden Hızlı Bir Kültürün Merkezindedir?’’ içeriğimizi inceleyebilirsiniz.

3. Kendinize olan güveni bir zırh gibi üstünüzde taşıyın

Girişimcilerin sahip olması gereken en önemli özelliklerden biri olan kendine güven, karar verme sürecinin en iyi ilacıdır. Eğer kendinize güvenmez ve işinizin herhangi bir adımında verilecek kararın ne olacağı konusunda zaman kaybı yaşarsanız, risk alamaz ve belki de girişiminizin bir sonraki adımını asla göremezsiniz.

Bir girişimci olarak geminizin kaptanı olduğunuzdan emin olarak ilerlemek, dalgalarda daha iyi mücadele etmenizi sağlayacaktır; çünkü eğer siz ikilemde kalırsanız, ekibinizde ikilemde kalmaya ve size olan güvenini kaybetmeye başlayacaktır. Ne olursa olsun, girişimci ile çalışanları arasında güven eksikliğinin oluşması zaman içerisinde markaya, ürün veya servislere de zarar verecektir.

Tıpkı güven gibi, bir girişimcinin taşıması gereken birçok özellik bulunuyor; ancak bazen bu özellikler bir alışkanlık haline geldiği için kontrol edilmesi de oldukça zor oluyor. ‘’İş Hayatında Başarılı Olmak: Kötü Alışkanlıklardan Kurtulma Rehberi’’ ile hayatı kolaylaştırmaya ne dersiniz?

4. Başarısızlıkların sizi ele geçirmesine izin vermeyin

Güneş her gün doğar ve her gün batar. Bir girişimci olarak her gün gelen tebrikler, iş teklifleri ve teşekkür mailleri bir gün kendini sessizliğe bırakabilir ve kendinizi başarısız hissedebilirsiniz. Ancak ne olursa olsun kötü geri dönüşlerin veya iş hayatı temposunun düşünmesinin de değerli bir deneyim olduğunu ve bu durumun, bu durum karşısında ne yapmanız gerektiğini öğrenmeniz için başınıza geldiğini unutmayın.

Eğer başarısızlıklarınız ile başa çıkabiliyorsanız, başarınızın değeri çok daha yüksek olacaktır. Sorun ne olursa olsun, yeteneklerinizi problemi geliştirmek üzerine değil, problemi çözümlemek üzerine kullanmaya çalışın!

Olumlu düşünmeyi bırakmayın. Eğer siz olumlu düşünürseniz, hem ekibiniz hem de müşterileriniz olumlu düşünecektir ve kısa süre içerisinde başarı tekrar sizin tarafınızda yer alacaktır. Genç Girişimciler Konseyi (YEC) 7 üyesinin girişimcilik başarısı ile ilgili verdiği 7 önemli tüyoyu ‘’Başarısını Arttırmak İsteyen Girişimciler İçin 7 İpucu’’ içeriğimize göz atarak inceleyebilirsiniz.

5. Hesaplanabilir riskler almayı düşünün

İşler planlandığı gibi gittiğinde mutlu oluyor, planları bozan durumlarla karşılaştığımızda ise ya durumu kabul ediyor ya da panik oluyoruz. Nihayetinde, işlerin iyi gitmesinin veya gitmemesinin bazı sebepleri bulunuyor. Aldığımız riskler…

Risk almak, girişimcilerin çoğu için olmazsa olmazdır; ancak risk alırken de sınırları çok fazla zorlamamak, işi şansa bırakmamak gerekiyor. Özetle; aldığınız risklerin şirketinize ne kadar zarar vereceğini düşünün ve risk hesaplamalarınıza göre hareket edin.

6. Araştırmayı bırakmayın, güncel kalın

Her başarılı girişimcinin yaptığı gibi, kendi alanınızdaki en son gelişmelerden haberdar olmanın sizin için önemli bir fırsatı yakalama şansı olduğunu unutmayın. Yeterli bilgi edinmek ve yenilikleri keşfetmek için sosyal medya, arkadaşlarınız, sektörünüzle ilgili bloglar ve daha fazla kaynağı araştırmak için her gün kendinize belirli bir süre ayırın.

Böylece sektörünüzde geri kalmayacak ve ilerlemenize yardımcı olabilecek çözümlerle buluşma fırsatı yakalayacaksınız. Kendinizi dünyanın geri kalanından soyutlamak veya iletişimi kesmek, girişim yolculuğunuzun sonlanmasına sebep olabilir.

Girişiminizi ve markanızı bir adım ileriye taşımak için güncel kalmanızı sağlayacak alanları keşfetmek, ayrca ekip çalışmasını güçlendirmek için ‘’Başarılı Marka Yönetimi için 5 İpucu’’ içeriğimizi inceleyebilirsiniz.

7. Tavsiyeleri değerlendirmeden önce kendinizi değerlendirin

Bir girişimci için alanındaki insanlarla bağlantı kurmak düşünce sürecinin geliştirilmesini sağlar. Çalışma alanınızdaki çözümlerinizi güvendiğiniz ve inandığınız insanlarla paylaşarak verimlilik potansiyelinizi arttıracaktır. Ancak insanların önerilerine karşı bilinçsizce yaklaşmak ise hata yapma ihtimalinizi yükseltecektir.

Kontrolsüz özgüven, alınan tavsiyelerin görmezden gelinmesine sebep olabilir. Bu nedenle tavsiyeleri değerlendirmeden önce; aldığınız tavsiyeler hakkında ne kadar bilgi ve deneyim sahibi olduğunuzu değerlendirmelisiniz. Ayrıca rekabetçi bir dünyada, başarıya giden yolculukta size rehberlik edecek bir danışmak bulmak işlerinizi tahmin edeceğinizden daha fazla kolaylaştırabilir. Eğer nereye gittiğinizi bilmiyorsanız, daha önce orada olan birine sormak, aradığınız adrese ulaşmanızı sağlayacaktır.

8. Nitelikleriniz ile yola çıkın

Girişiminizin başarıya ulaşabilmesi için maksimum niteliğe sahip olmak sizi bir girişimci gibi düşünmeye itecektir. Çünkü bu sayede ihtiyaçlarınızı daha iyi belirleyecek ve deneyimlerinizden daha iyi dersler çıkaracaksınız.

Girişimciler, düşünme konusunda yetenekli insanlardır. Bu yetenekleri ile aniden karşılaştıkları sorunları en hızlı çözüme kavuşturacak prototipleri tasarlayabilirler. Hatta karşılaştıkları problemler yetkinlik veya nitelikli olduğu alanlarla ilgili ise problem çözme becerileri çok daha yüksektir. Bu sebeple bir girişimci olarak nitelikli olduğunuz alanda yer almak size kazandıracaktır.

9. Olumlu düşünün ve zamandan kazanın

Şirketini her geçen gün daha ileri götürmek isteyen girişimciler, iş hayatının her anında pozitif kalınması gerektiğinin ne anlama geldiğini oldukça iyi bilir; çünkü olumsuzluk, tıpkı bir domino taşı serisi gibidir. Siz sadece bir tanesine dokunursunuz; ancak olumsuzluklar arkasını kesmez ve siz tekrar durdurana kadar devam eder.

Başarılı girişimciler, olumsuz hislerin iş akışını etkilememesini sağlayacak kadar akıllıdır ve buna göre hareket ederler. Özetle; girişiminizin hangi aşamasında olursanız olun, olumlu düşünmek, olumlu deneyimler ile sonuçlanacaktır. Ayrıca olumlu düşünerek, çalışanlarınızın motivasyonunu daha yüksek tutabilirsiniz.

Bir girişimci olarak çalışanlarınızın tutkusunu ve motivasyonunu yüksek tutmak için olumlu olmanın ne kadar önemli olduğunu eminiz ki siz de çok iyi biliyorsunuz; ancak daha fazlası için ne yapmak gerekiyor? Bu sorunun cevabı için ‘’Çalışanlarınızı Mutlu ve Üretken Tutmanın 21 Etkili Yolu’’ içeriğimizi inceleyebilirsiniz.

Bonus: Kendi İşini Kuracak Girişimciler için Yol Haritası

Kaynak: Addicted2Success

The post Girişimciler Kulübüne Hoş Geldiniz appeared first on Social Business Türkiye.

Kariyer Gelişim Planlaması Nasıl Oluşturulur?

$
0
0

Bir şirket sahibi olarak yeni teknolojilere ve pazarlama çözümlerine yatırım yapmak kadar çalışanlarınızın kariyerlerine de yatırım yapmalısınız; çünkü şirketiniz büyüdükçe çalışanlarınızın yetkinlikleri de aynı oranda gelişim göstermelidir. Böylece dönüşüme uyum sağlayabilir ve aynı hızda büyümeye devam edebilirsiniz.

Özellikle de teknolojik dönüşümün göz açıp kapayıncaya kadar hızlı ilerlediği bu günlerde çalışanlarınızın kariyer gelişimi süreci için destek sağlamak, hem şirketiniz hem de çalışanlarınızın bireysel kariyerleri için oldukça kritiktir. Bu yüzden şimdi harekete geçme zamanı! Çalışanlarınızın kariyer gelişim planlaması hazırlıklarına başlamak gerekiyor.

Kariyer gelişim planı hazırlıkları başlasın!

Kariyer planlamasını, çalışanlarınızın kariyer hedeflerine ulaşmalarına yardımcı olmak ve uzun planlı bir şirket yatırımı olarak düşünebilirsiniz. Hem şirketinizin hem de çalışanlarınızın kazanacağı bir kariyer planlaması ile çalışanlarınızın mutluluk ve tutku ile çalışmasını sağlayabilir, markanızın rekabetçi pazarda daha ön sıralara yer almasını sağlayabilirsiniz.

Yapılan araştırmalara göre bugün, çalışanların yalnızca %20’sinin işini sevmesi ve tutku ile çalışmasında yanlış kariyer planlamasının payının oldukça yüksek olduğunu düşünüyoruz. Çünkü Work Istitute’in yaptığı araştırmaya göre çalışanların işlerini bırakmalarının en popüler nedenleri arasında kariyer gelişimi eksikliği bulunuyor.

Peki, tutkulu ve gelişime açık bir ekip olabilmek için nasıl hazırlanmak ve kariyer gelişim planını nasıl yapmak gerekiyor? Gelin, detayları adım adım birlikte inceleyelim.

1. Kariyer gelişim planı için hazır olduğunu düşündüğünüz çalışanları belirleyin

Kariyer gelişim planı için harekete geçerken ilk adımınızı hazır olduğunu düşündüğünüz çalışanları belirleyerek atabilirsiniz. Bu çalışanları belirlerken şirketinize olan katkılarını, yeniliklere olan tutkularını ve sahip oldukları potansiyeli değerlendirebilirsiniz. Bu konuyla ilgili destek almak için ise bölüm yöneticilerinizden destek alabilirsiniz.

Her çalışan için bir kariyer gelişim planı hazırlamak mümkün olmayabilir; böyle durumlarda diğer çalışanlarınızı unutmayın! Onlar için de performans iyileştirme planı hazırlayabilirsiniz.

2. Çalışanlarınız ile bir araya gelin ve beklentilerini değerlendirin

Kişiselleştirilmiş kariyer planlaması için hazır olan çalışanlarınızın listesini belirledikten sonra, onları süreçle ilgili bilgilendirmek isteyeceksiniz. Bu konuyla ilgili çalışanlarınıza bir e-posta gönderebilir veya çalışan gelişim planlarınıza yönelik düşüncelerinizi anlatacağınız kısa bir toplantı düzenleyebilirsiniz.

Bu toplantıya tüm detayları gözden geçireceğiniz ve değerlendireceğiniz bir toplantı gözüyle bakmayın. Düşüncelerinizi çalışanınız ile paylaşın. Kariyer gelişim planlaması üzerine düşünmesi ve hazırlanması için ona zaman tanıyın. Kariyer gelişim planı oluştururken çalışanınızın öngörülerinden faydalanabilirsiniz.

Örneğin, kendini bir, üç veya beş yıl sonra nerede görüyor? Şu an için hayalindeki görev ve çalışma alanı nedir? Kariyerine katkı sağlayabileceğini düşündüğü bir kurs veya eğitim programı bulunuyor mu?

Eğer çalışanınızın böyle bir planı ya da düşüncesi yoksa bir sonraki görüşmeniz için bu konularla ilgili araştırma yapacak ve neye ne kadar ilgi gösterdiğini sizinle paylaşacaktır. Aksi takdirde düşüncelerini sizinle paylaşacaktır. Siz de bu sayede şirket stratejinizde çalışanınızı nasıl konumlandırabileceğiniz üzerinde daha somut bilgiler ile kariyer gelişim planı üzerine düşünebilirsiniz.

3. Planlarınızı çalışan bazında değerlendirin

Kariyer gelişim planı hazırlarken dikkat edilmesi gereken en önemli konu, planlamanızın kişi bazında oluşturulmasıdır, yani kişiselleştirilmesidir. Hangi çalışan için neyin iyi olabileceğini değerlendireceğiniz bu aşamada, çalışanınızın mevcut pozisyonu, deneyim seviyesi ve beklentilerini gözden geçirin.

Bu sayede, katılabilecekleri seminerlerden kurslara, üzerinde çalışabilecekleri yeni projelerden alabilecekleri sertifikalara kadar birçok konuda yatırım yapabileceğiniz alanı belirleyebilirsiniz.

Farklı geçmişlere, yeteneklere ve kariyer beklentileri sahip insanlar için aynı gelişim planı işe yaramayacaktır. Bu sebeple kariyer gelişim yönünü kişisel olarak değerlendirmeye önem gösterin.

4. Esnek olamaya hazır olun

Kariyer gelişimi için planlamanız dışında beklentileri olan çalışanlarınız olabilir. Bu çalışanların şirketiniz için halen bir potansiyele sahip olduğunu unutmayın. Kariyerini farklı bir alanda devam ettirmek isteyen çalışanlarınız için şirket stratejinizde ufak değişiklikler yapabilir, kendilerini geliştirmeleri için bir fırsat verebilirsiniz. Bu noktada önemli olan çalışanlarınızla bir araya getirebileceğiniz değerleri belirlemek ve bir araya getirmektir.

5. Uygulanabilir bir plan oluşturun ve süreci gözlemleyin

Çalışanlarınız ile ortak bir kariyer gelişim planı oluşturduktan sonra artık harekete geçebilir ve gelişim için ilk adımı atabilirsiniz. Ayrıca bu süreci hem şirketiniz hem de çalışanınız için daha verimli kılmak için IBM Connections ve benzeri araçlar ile bir üst seviyeye taşıyabilir, daha etkili ve sosyal bir şirket içi etkileşim platformu kurgulayabilirsiniz. Böylece çalışanlarınızı daha yakından takip edebilir, gelişim süreçlerini takip edebilir ve daha verimli kariyer stratejileri üzerine çalışabilirsiniz.

Doğru tasarım ile oluşturduğunuz çalışan etkileşimi ile çalışma verimliliği ve iş performansı konularını belirleyerek sosyal ve gerçek zamanlı çözümler dahi oluşturabilirsiniz. Bu sayede çalışan motivasyonu ve heyecanı eksikliği yaşanmayan bir şirket haline gelebilirsiniz.

The post Kariyer Gelişim Planlaması Nasıl Oluşturulur? appeared first on Social Business Türkiye.


Video Pazarlama İçin 5 İpucu

$
0
0

Görsel kültür çağı hızla ilerliyor! Z kuşağı artık ödevlerini yapmak için ansiklopedileri karıştırmıyor, kitapları karıştırmak yerine video içerikleri tercih ediliyor. Kısaca, geleceğin tüketicileri okumak yerine izliyor, yazmak yenine video içerikler oluşturuyor.

Youtube’da her gün 5 milyar video izleniyor. Yazılı kültürün etkisinin giderek azalıp görsel kültürün daha popüler hale gelmesiyle video pazarlama, en etkili pazarlama çözümleri arasına girmiş durumda. Video pazarlama ile markalar, yılda %66 daha kaliteli müşteri adayı elde ediyor ve marka bilinirliğini % 54 arttırıyor. Durum böyle olunca işletmeler için video içerikleri üretmek de kaçınılmaz bir hal alıyor.

Peki, ne tarz videolar üretebilirsiniz? Pazarlama stratejinize bağlı olarak aşağıdaki video başlıkları başlangıç için ihtiyacınızı karşılayacaktır:

– Ürün demoları
– Eğitici Videolar
– Vlog’lar
– Uzman Röportajları
– Müşteri Tavsiye Videoları
– Kamera arkası görüntüleri
– Açıklayıcı, eğitici animasyonlar
– Canlı web seminerleri

Ayrıca, video prodüksiyonu artık eskisi kadar maliyetli değil! Akıllı telefonunuzla yüksek kaliteli, 4K videolar çekebilirsiniz. Fakat daha iddialı olmak istiyorsanız video pazarlama ajanslarına ve sağlam stratejilere tabii ki ihtiyacınız olacak. Ancak bir yerden başlamak için aşağıda paylaştığımız ipuçlarını bir yere not etmeyi unutmayın! İşte Video pazarlama kanallarınız için 5 ipucu!

1. Bir Hikaye Anlatın, Satış Odaklı Olmayın!

Bu kural sadece video pazarlama için değil herhangi bir içerik pazarlamasının altın kuralı olduğunu biliyorsunuz. Ürünlerinizi veya hizmetlerinizi doğrudan tanıtmak yerine eyleme çağıran tavsiyeler vererek izleyicilerinizin hayatlarına değer katmaya odaklanmalısınız. Blog yayınlarında olduğu gibi, video pazarlaması da hikaye anlatımının gücünden yararlanmak ve güçlü duyguları ateşlemek çok önemli bir nokta. Örneğin, ürününüzün bir müşterinin acil bir sorunu çözmesine nasıl yardımcı olduğuna dair gerçek hayattan örnekler sunabilirsiniz. Yapılan araştırmalar sonucu insanların yaklaşık % 80’inin, pazarlamanın bir parçası olarak hikayeler anlatan markaları tercih ettiğini gösteriyor.

2. İlk 10 saniyeyi iyi kullanın



Sosyal medya hızlı ve değişebilen bir olgu! Bugün internet kullanıcılarının özellikle de Z kuşağının dikkat süresi oldukça kısadır. Bazen akvaryum balıklarının hafızasından bile kısa… Bu yüzden izleyicilerinizi, müşterilerinizin dikkatini ilk 10 saniyede çekmeye odaklanmalısınız. Hedef kitlenizin içinde yatan bilinçaltı sorusunu biliyorsunuz: “Benim bu işten çıkarım ne?” Bu soruyu nasıl cevaplayacağınızı düşünün:

– Zor sorular sorarak kışkırtıcı olun!
– Bir problem ortaya koyun ve çözümün sizde olduğunu vaat edin!
– Şaşırtın!
– “Hayal edin!”, “Ister misiniz?”, “Farzedelim ki…” gibi cümle kalıpları kullanın!

3. Alt yazı Ekleyin

Renderforest tarafından verilen bilgilere göre,  bugün Facebook’taki videoların %85’i sessizce izleniyor. Trendler, Instagram ve Twitter için aşağı yukarı aynı oranları verebiliriz. Özellikle Facebook ses deneyimine uygun bir şekilde tasarlanmamıştır. Dolayısıyla, sosyal medyada pazarlamanızı çarpıcı video yayınlarıyla arttırmayı düşünüyorsanız, kapatıp açılan alt yazılar ile (CC – closed caption) destekleyin. Bu şekilde katılım, tıklama ve potansiyel satışları artıracağınıza emin olabilirsiniz.

Alt yazılar (CC) ile YouTube pazarlama içerikleriniz de zenginleşecektir. Videolarınızı daha geniş bir kitleye erişilebilir kılmak da buna bağlıdır. Dünya nüfusunun %5’i (466 milyon insan) – işitme engellidir . Ayrıca, dünyanın dört bir yanından izleyiciler için çok dilli alt yazılara sahip olabilir ve içeriklerinizin kapsamını daha da artırabilirsiniz.

Alt yazılı video İzleyicilerin videoları uygun olmayan anlarda veya bir kütüphanede okurken, gürültülü bir trene binerken veya uygun olmayan ortamlarda izlenmesini sağlayabilirsiniz.

4. Arama Motorları için Videonuzu Optimize Edin

Alt yazılarınızın (CC) bir başka amacı arama motoru optimizasyonu yani SEO’ya hizmet edebilmesidir. SEO, bir dijital pazarlama stratejisinin büyük bir bölümünü oluşturur . Blog gönderileri, teknik incelemeler ve vaka çalışmaları gibi metin içeriği Google’da yüksek sıralamaya ulaşmaya yarar. Video içeriklerinizi de düzenleyerek SEO’ya uygun hale getirebilirsiniz. Unutmayın YouTube, Google’dan sonra en büyük ikinci arama motorudur. Böylece, video içeriğinizi en iyi iki arama motoru için optimize etmek, video pazarlama yatırım getirinizi tamamen yeni bir seviyeye taşımanızı sağlayacaktır.

İşte YouTube içerisinde geliştirmeniz için SEO ipuçları:

– Anahtar kelimeleri içeren başlıkları ekleyin
– Kapsamlı video açıklamaları ile öne çıkın!
– İlgili tüm etiketleri eklemeyi unutmayın!
– Anahtar kelime yönünden zengin bir transkript ve elbette, altyazılar (CC) ekleyin.

Youtube içerisinde SEO çalışması yaparak daha yüksek sıralama elde edebilirsiniz yardımcı aynı zamanda videonuzun Google’un Arama Motoro Sonuç Sayfasında (SERP) görünme şansını da artırabilirsiniz.

5. Call-to-Action (CTA) ile Sonlandırın

Video içerikleriniz için en önemli noktalardan biri de call-to-action yani CTA! Videoyu sonuna kadar izleyen her izleyici için “nitelikli müşteri adayları” diyebiliriz. Şimdi sırada onları ürün kataloğunuza göz atma, ücretsiz deneme sürümü başlatma, abone olma, içeriğinizi daha fazla tüketme veya benzeri talepleriniz doğrultusunda yönlendirebilirsiniz. Bu nedenle, videolarınızı daima CTA butonuyla sonlandırmayı ve izleyicilerinize daha sonra ne yapacakları hakkında bilgi vermeyi unutmayın. Örneğin, “Abone Ol” düğmesi oluşturun,  ek açıklamalar ekleyin veya bir anketi cevaplamalarını isteyin. Böylece etkileşim devamlılığını devam ettirme şansını arttırın.

KISSmetrics tarafından yapılan bir çalışmaya göre, bir video içerisine alternatif bir CTA eklemek, aynı sayfanın kenar çubuğundaki bir CTA’dan %380 daha fazla tıklama oluşturuyor. Kısaca; video içeriklerinizi paylaşmadan önce CTA kullanımı stratejinize önem vermeyi unutmayın!

The post Video Pazarlama İçin 5 İpucu appeared first on Social Business Türkiye.

En Fazla Takip Edilen Instagram Hashtagleri

$
0
0

Sadece bir hashtag kullanılarak paylaşılan bir Instagram gönderisinin hiç hashtag içermeyen bir gönderiye oranla %12.6 daha fazla etkileşim oluşturma şansının olduğunu biliyor muydunuz?

Hashtag’ler güçlü bir etkileşim oluşurmak için oldukça önemlidir. Yayınlarınızın hedef kitleye ulaşmasına yardımcı olur, sayfanıza yeni takipçiler çeker ve marka bilinirliğinizi arttırmak için olmazsa olmazlardır. Ancak büyük güç, beraberinde büyük sorumluluklar da getirir. (#spiderman)

Hashtag’ler işinizi yeni zirvelere çıkarabilir, ancak çok sık kullanılırsa veya net bir strateji olmadan kullanılırsa, anlamsız ve verimsiz hale gelirler. Örneğin, #mutlu #çokmutlu #süpermutlu #felaketmutlu #enmutlu hastaglerini bir arada kullanmak pek işinize yaramayacaktır.

İşletmenizin Instagram gönderilerinin en iyi etkileşimi almasını istiyoruz, bu yüzden Instagram hashtag’lerini kullanırken işinizi kolaylaştıracak bir kılavuz hazırladık. Bu kılavuzla, sadece takipçileri çekmeyeceksiniz, doğru takipçileri çekeceksiniz.

Hashtag’ler neden bu kadar önemli?

Hashtag’ler Instagram fotoğraflarının konumlandırılmasıyla ilgilidir. Her gün Instagram’da yayınlanan yaklaşık 95 milyon farklı fotoğrafın ilgili kişilere ulaşmaları için bir anahtardır.,

Temel olarak, hashtag’ler yazılarınızı kategorilere ayırmanın etkili bir yoludur. Hedef kitleye ulaşmanıza yardımcı olur ve daha da önemlisi hedef kitlenizin sizi bulmasına yardımcı olurlar.

Gönderinize en popüler Instagram hashtag’lerinden birini eklemek, mutlaka daha fazla etkileşim göreceğiniz anlamına gelmez. Bazı bilinen hashtag’ler çok popüler olduğu için milyonlarca insan tarafından kullanılıyor, bu nedenle gönderinizin rekabet yüzünden görülme sayısı muhtemelen çok bir artışa uğramayacaktır. Doğru hashtag’ler ile etkileşim alanınızı daraltmak; ancak doğru kullanıcılara ulaşmak daha etkili olacaktır.

2019’un en çok kullanılan Instagram hashtag’leri


1) #love
Instagram kullanıcıları fotoğraf galerilerini iyi hisler üzerine kuruyorlar. Bu nedenle, #love arkadaş, aile, tatil ve manzara resimlerinin yanında bulunur.

2) #instagood
Bu hashtag, Instagram topluluğunu mükemmel fotoğraflar araştıran @instagood Instagram hesabı sayesinde meydana gelmiştir. Eğer sizde diğer fotoğraflardan farklı bir fotoğraf çektiğinizi düşünüyorsanız fotoğrafınızın yeniden yayınlanma şansı için içeriğinize bu hashtag’i ekleyin.

3) #style
Bu hashtag, 2019’daki en iyi hashtag’lerden biri haline gelmiştir, bu hashtag’i içeriğinde bulunduran 400 milyondan fazla paylaşım vardır. Kıyafetlerin, tatillerin, lüks ürünlerin ve estetik olarak etkileyici her paylaşımda görmek mümkündür. Muhteşem bir kıyafet, ilham veren bir fotoğraf ya da yeni bir ürün üzerinde #style hashtag’i koyarsanız size yardım etmek isteyen Instagram kullanıcıları sizi bulacaktır.

4) #dogstagram
İnternetin sevimli yavru köpekleri sevdiğini hepimiz biliyoruz, bu yüzden Instagram’daki sevgili köpekçikler için bir hashtag’in olması şaşırtıcı olmamalı. İnsanın en iyi arkadaşını bir Instagram gönderisine dahil etmek her zaman iyi bir fikirdir. Takipçileriniz buna bayılacak ve yorumlarınıza onlarca kalp emojisi alacaksınız.

5) #me
Bu hashtag’deki fotoğraflar fotoğrafları koyan insanların özçekimidir.

6) #fashion
Kullanıcılar genellikle moda stilinden günlük kıyafet seçimlerine kadar birçok yeniliği keşfetmek için Instagram’a yöneliyorlar. Bugün Instagram’da 700 milyondan fazla moda ilanı var. Ünlüleri, lüks markaları, kıyafetleri, makyajı ve daha fazlasını #fashion hashtag’inde bulacaksınız.

7) #cute
#cute, içeriğinizi İnstaverse’in her yerinden “çok tatlı, çok şeker” gibi tabirleri çıkaran Instagram fotoğrafları ve videoları içeren bir havuza yerleştirir. Yavru köpeğinizin bu hashtag ile bir fotoğrafı hak ediyor.

8) #tbt
#tbt, “Throwback Thursday” anlamına gelir ve Instagram kullanıcılarını eski bir fotoğrafını veya hatırlattıkları bir olayı göndermelerini teşvik eder. Herkes eski güzel günlerin içeriğini seviyor. Karşınızda nostaljinin hashtag’i, #tbt

9) #foodporn
Umarım karnınız açtır! #foodporn hashtag’i, tatlılar, pizza, reçete videoları ve çok daha fazlası için ağız sulandırıcı gönderilerle doludur. Bu hashtag, Instagram’daki şahane ikramlar söz konusu olduğunda en iyisinin iyisi içindir. Bu hashtag’in altında internette en orijinal, en lezzetli ve en büyüleyici yemek resimlerini keşfedebilirsiniz.

10) #photooftheday
Bir işletme hesabını mı yönetiyorsunuz? Bu hashtag daha fazla takipçi çekmenin ve ziyaretçileri tekrar etmenin kesin yoludur. Ortak bir temanın etrafında günlük içerik yayınlamayı planlıyorsanız, pozunuzu artırmak için #photooftheday hashtag’ini kullanmayı unutmayın.

11) #instamood
#instamood tam anlamıyla bir fotoğraf veya video ortaya çıkardığı duygu ile ilgilidir. Güzel manzara, sahilde bir gün veya dışarıda bir gece #instamood hashtag’inde öne çıkıyor. Jumper Media’ya göre, Instagram’a yeni başlarken manzara fotoğrafları popüler bir başlangıç noktasıdır ve bu hashtag’e mükemmel şekilde uyarlar.

12) #follow
Bu hashtag, şu anda yarım milyar yazıya etiketlendi. Daha fazla takipçi kazanmak isteyen kamu hesapları tarafından kullanılan bir taktiktir. Her yerde bir içerik oluşturucusuna özgü olmayan, her yerde bulunan bir hashtag’dir. Bu nedenle, moda hesaplarında, seyahat bloglarında, makyaj eğitmenlerinde, ünlü hayran sayfalarında ve çok daha fazlasında #follow etiketini görürsünüz. Buradaki fikir, bir kullanıcı keşif sayfanızda beğendiği içeriğe rastlarsa, söz konusu içeriğin daha fazlası için hesabı takip etmek motivasyonunu oluşturmaktır.

13) #food
Yemek resimleri insan odaklı bir Instagram hesabının ekmeği ve tereyağıdır. Bir sonraki lezzetli Instagram fotoğrafınıza #food etiketini kullanın.

14) #motivation
Twitter’da, #MondayMotivation, insanların haftaya güçlü başlamasına yardımcı olmak için ilham verici alıntılar ve mesajlar vermektedir. Instagram’da ise #motivation, spor salonu fotoğrafları, çalışma fotoğrafları ve iş öncesi tavsiyelerin bulunduğu paylaşımları bulundurur. Eğer paylaşımınızın motive edici bir yönü olduğunu düşünüyorsanız, bu hashtag’i unutmayın.

15) #instagramhub
Bu hashtag tek bir gönderi türüne özgü değildir – #instagramhub, aktif Instagram kullanıcılarının platformdaki varlığını gösterme ve daha geniş kitlelere ulaşma yeridir. Bu popüler karma hashtag’i ekleyerek, Instagram’daki kullanıcılar mümkün olduğu kadar çok kullanıcıyla bağlantı kurabilir.

2019’un trend hashtagleri


1) #life
Hayatınız ile ilgili her şey ile bu hashtag’i eşleştirebilirsiniz.

2) #beautiful
Mağazanıza yeni gelen ürünler, yeni bir saç modeli ya da nefes kesen bir gün batımı, #beautiful, platformun sunduğu en iyi şeyleri içeriyor.

3) #travel
Haftasonu için evinizde değil misiniz? Nerede olduğunuzu, ne yaptığınızı ve nereyi keşfettiğinizi bu etiketi kullanarak takipçilerinize gösterin.

4) #fitness
Anı paylaşmak için #fitness hashtag’ini kullanarak, en iyi egzersiz fotoğraflarınızı ve videoları içeren, fitness topluluğuna katılın.

5) #happy
Bazen iyi hissetmenin en iyi yanı, bunu paylaşmaktır. #happy yazı grubu, bize sevinç veren parlak insanlar ve açık renkli fotoğraflarla doludur. Terfi ettikten sonraki mutluluğunuzu, sevimli bir yavru kediyi veya en sevdiklerinizle geçirdiğiniz zamanı paylaşın ve altına #happy’i etiketleyin.

6) #repost
#repost hashtag’i Instagram’daki diğer kullanıcıların içeriklerini paylaşmanıza olanak tanıyan, orijinal kullanıcıya geri kredi vermenizi sağlayan bir hashtag’dir. Instagram’da başkalarına bu fotoğraf veya videodan ilham aldığınızı söylemek için #repost etiketini kullanın.

7) #igers
#İgers “Instagram users” (Instagram kullanıcıları) için bir kısaltmadır. Instagram topluluğunu kapsayan bir fotoğrafınız veya videonuz varsa, bu ortak konuşma hashtag’iyle dayanışmanızı gösterin.

8) #photography
Özünde, Instagram bir fotoğraf paylaşım platformudur, bu nedenle #photography’de paylaşılan çarpıcı ve sanatsal görüntülerin olması mantıklıdır. Instagram’da #photography etiketlerine göz atan bir kullanıcının amatör fotoğrafçıların yanında National Geographic ve profesyonel fotoğrafçıların fotoğraflarını görmesi de oldukça normaldir.

9) #instadaily
Bu etiket, bu listenin üstünde 2018’in en popüler etiketlerinden biri olan #photooftheday’e benzer ve her gün gönderim yapan instagram takipçileri için ortak bir merkezidir.

10) #bestoftheday
#Bestoftheday etiketi, her gün Instagram’da yayınlanan çok çeşitli içerikler sunar. Burada, platformdaki en dikkat çekici görüntülerin bir kolajı ile buluşacaksınız. Dünyanın güzellikleri, ödüllü fotoğraflar, lezzetli tarifler, sevimli hayvanlar ve çok daha fazlası #bestoftheday hashtag’inde.

11) #followforfollow
Instagram’da hızlı bir takipçi listesi oluşturmayla ilgileniyor musunuz? #followforfollow, hashtagi ile sizi takip edeni sizinde takip edeceğinizi söylemenin en kısa yoludur. Bu hashtag her zaman yüksek bir artış göstermektedir.

12) #likeforlike
#followforfollow varsa, neden #likeforlike olmasın? Instagram hesabınızın daha fazla etkileşime sahip olmasını istiyorsanız, bu hashtag tam size göre. Eğer siz beğenirseniz, ben de sizin fotoğraflarınızı beğenirim demenin en kısa yolu.

13) #tweegram
Bugün sosyal medya platformları etkileşimi diğer mecralarda da devam edebiliyor. Örneğin; #tweegram hashtag’inin altında en etkili başlıklara ulaşabilir, düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz.

14) #summer
Yaz tatili eğlenceli tatillerin, meyveli içeceklerin ve havuz başında geçirilecek zamanın tadını çıkarmak için en iyi mevsimdir. Bu etiket, sahilde uzun yaz saatlerinin tadını çıkarıp #summer sun altında serin tutan kıyafetleri gösteren kullanıcılar ile doludur.

15) #nofilter
Instagram, fotoğrafların geliştirilmesine yardımcı olacak pek çok farklı filtreye sahiptir. Ancak bazı fotoğraflar o kadar iyidir ki filtreye dahi ihtiyacı yoktur. Fotoğrafının filtreye ihtiyaç duymayacağı kadar iyi olduğunu düşünenler için #nofilter hashtag’i etkilidir.

16) #ootd
#ootd, düzenli olarak yeni kıyafetler ve stiller sergilemeyi seven Instagram kullanıcılarına adanmış bir etiket olan “Outfit of the day” (günün kıyafeti) anlamına gelir. Yeniliklerinizi paylaşmak için #ootd hashtag’ini kullanabilirsiniz.

17)  instafood
Bu popüler etiket, diğer gıda etiketlerinden farklıdır çünkü muhteşem, yaratıcı ve en önemlisi Instagram’a layık yiyecek resimlerine eşlik eder. Çekici bir yemeğin fotoğrafını paylaşacaksanız bu etiketi kullanmayı unutmayın!

18) #fun
Milyonlarca Instagram kullanıcısıyla en son fotoğrafınızdaki veya videonuzdaki heyecanı paylaşabilirsiniz. Son olarak, işletmenize ait Instagram ve sosyal medya hesaplarınızı daha verimli kullanmak için ‘’Sosyal Medya Başarınızı Arttıracak 5 Alışkanlık’’ ve ‘’İşletmeler için Instagram Hikayeleri Rehberi’’ içeriklerimize de göz atmayı unutmayın!

Kaynak: Hubspot 

The post En Fazla Takip Edilen Instagram Hashtagleri appeared first on Social Business Türkiye.

Müşteri Memnuniyeti İçin 4 Önemli Adım

$
0
0

Her geçen yıl müşteri memnuniyetini arttırmak için birçok şirket marka özelinde çalışmalar yapmakta ve giderlerinin önemli bir kısmını bu alana yatırmaktadır. Günümüz profesyonel pazarlamacıları ise müşteri memnuniyetini arttırmak için müşteri beklentilerini iyi anlamaktan geçtiğini biliyor. Peki, müşterileri daha iyi anlamak ve beklentilerini karşılamak için nasıl bir strateji izlemek gerekiyor? İşte karşınızda ”Müşteri memnuniyeti için 4 önemli adım”!

Her Bir Müşterinizi VIP gibi Hissettirin

Her bir müşterinizle empati kurun ve siz bir firmadan nasıl bir hizmet almak isterdiniz diye düşünerek müşterinize de aynı ölçüde hizmet sunun. Bu doğrultuda aşağıdaki yaklaşımlardan bazılarını kullanabilirsiniz:

– Müşterilerinize hem yüz yüze hem de yazılı olarak sizi tercih ettikleri için teşekkür edin.

– Müşterilerinizi mümkün olan her şekilde asiste etmek için gerçek bir çaba gösterin.

Verdiğiniz sözleri tutarak dürüstlüğünüzü koruyun. Talep edilen bir ürünün stoklarınızda yer alması durumunda geri bildirimde bulunacağınıza dair onlarla bağlantı kuracağınızı söylerseniz, bunu gerçekleştirdiğinizden emin olun. Özellikle kısa zamanda kolaylıkla başka bir tedarikçi bulabilecek müşterilerinize geri dönmeyi unutmamalısınız.

Müşteri Memnuniyetini Ölçmeyi Sürdürün

Araştırmalar, mutsuz müşterilerin yüzde 91’inin, ortalamanın altında olduğuna inandıkları bir işletmeye asla geri dönmeyeceğini gösteriyor. Müşteri memnuniyetini sık sık ölçerek, tatmin olmayan müşteri sayısını azaltabilir ve böylece müşteri kaybını önleyebilirsiniz. Müşteri memnuniyetini ölçmenin etkili ve kolay bir yolu çevrimiçi bir anket aracı kullanmaktır.

Müşterilerinizin Mutluluğunu Nasıl Araştırmanız Gerektiğini Öğrenin

Müşteri geri bildirim anketiyle, müşterilerinizin ne kadar mutlu olduklarını, ürün veya hizmetinizi geliştirmeniz gerekip gerekmediğini ve sağladığınız ürün ve hizmetten memnun ve size başka müşteriler kazandırabilecek müşterileri tanımlamak için ne yapmanız gerektiğini öğrenebilirsiniz. Kapsamlı bir anket yapmayı seçerseniz, içeriği 10 sorudan az ve 3,5 dakikadan kısa tutmaya çalışın.

Müşterilerin Sosyal Medyada Sizin Hakkınızda Neler Söylediğine Odaklanın

Sosyal medyada müşteri memnuniyetini takip ettiğinizde, hakkınızda yapılan olumlu ve olumsuz geri bildirimler için uygun önlemleri alabilirsiniz. İnsanların çoğunluğu cep telefonlarını günde maksimum 150 kez kullanıyor ve birçoğu şikayet etmek istediğinde sosyal medyaya yöneliyor. Siz de bu fırsattan yararlanmalı ve müşteri memnuniyetini artırmak için sosyal medyayı kullanmalısınız.

Sosyal medyayı etkili bir şekilde kullanabilmek için bir müşteri destek kanalı olarak aktif olduğunuzdan ve 24 saat içerisinde müşterilerinize yanıt verdiğinizden emin olun. Soru ve cevap oturumlarıyla birlikte canlı yayınlar düzenleyin ve markanız hakkında nelerden bahsedildiğini mutlaka takip edin.

Kaynak:
Netigate

The post Müşteri Memnuniyeti İçin 4 Önemli Adım appeared first on Social Business Türkiye.

Viewing all 38 articles
Browse latest View live